Fevri'ye göre devlet adamında olması gereken özellikler

16. asrın Osmanlı Devleti'nin en kuvvetli dönemi olduğu herkes tarafından kabul edilen genel bir hüküm gibidir. Kanuni, Sokullu, Mimar Sinan ve Baki çağıdır aynı zamanda o asır ve övünülecek çok şeyi vardır. Biz bugün böyle düşünüyoruz ama o devirde yaşayanlar arasında böyle düşünmeyenler ve devleti yönetenleri uyaranlar da var. Bunu da farklı bir şekilde yapıyorlar. Bizim övgü olarak gördüğümüz kimi metinler aslında birer uyarıdır. Kendisine yazılan kişiye nasıl olması gerektiğini hatırlatır.

Fevrî'nin Ahlak-ı Mehmed isimli eseri de böyledir. Murat Karavelioğlu'nin hazırladığı XVI. asrın alim şairlerinden Fevrî'nin Sokullu Mehmet Paşa'nın ahlakını anlattığı ve Paşa'yı övdüğü bu eser Osmanlı nesrinin ağdalı üslupta yazılmış metinlerinden biridir. Böyle zor bir metnin altından yüzünün akı ile çıkan Sayın Karavelioğlu'nu tebrik edelim ve Fevri'nin Sokullu'nun şahsında bir devlet adamında olması gerektiği kırk özelliği sıralayalım.

1. İyi bir kul olmalı: İbadetlerini, farz ve vacipleri yerine getirmede ve sünnete uymada titiz olmalı.

2. İhlas: Her işinde Hakk'ın rızasını gözetmeli, riya ve gösterişten uzak durmalı.

3. Dua: Hem dünya hem ahiret işlerinde içinden gelerek dua etmeli. Çünkü dualarında samimi olanların duaları kabul olunur.

4. Şükür ve hamd: Hem dil hem de kalp ile daima şükretmeli. Şükür mutluluk ve başarının anahtarıdır. Dili dualı olan başarılı olur.

5. Sabır: Olanlara rıza gösterip acele etmeden beklemesini bilmeli. Sabır rahatlık ve huzurun anahtarıdır.

6. Rıza: İnsanın başına geleni Allah'tan bilip boyun eğmesine rıza diyoruz. Allah'tan gelen her şeyi hoşnutluk için de kabul edip rıza gösterirsen Rabbimiz de bizden razı olur.

7. Tevekkül: İşlerimizin gerçekleşmesinin Allah'ın takdirinde olduğunu unutmamalı, Allah'tan gayrısına tevessül ve tenezzül etmemeli.

8. Haya: İmandan bir şube olan haya Allah'ın ahlakı ile ahlaklanmaktır.

9. İffet: Her türlü şehvet ve nefsani arzudan uzak durmalı, kaçınmalıdır.

10. Edep: Edepli olmak kötülüğe giden yolları kapatmak demektir. Edep güzel hasletlerin özetidir.

11. Himmet: Kapısına geleni boş göndermez, kendisinden bir şey istenildiğinde kafasını çevirmez.

12. Azm: Kararlı olmalı, hak bildiği yoldan vaz geçmemeli.

13. Çalışmak: Memleketin refahı için gece gündüz durmadan çalışmalı.

14. Sebat: Sözünde ve işinde sebat sahibi olmalı, sözünün arkasında durmalı, ağzından çıkan sözün ok gibi menziline ulaşması gerek.

15. Adalet: Bir saat adil olmak yetmiş sene nafile ibadetten hayırlıdır.

16. Yüz çevirme ve avf: Suçu sabit olan birini affetmek, suçlulara tevbe imkanı vermek. Öfkeli anında affetmek yüce karakterlilerin işidir.

17. Hilm: Tüm peygamberler ve Allah dostları yumuşak huyludur. Elinde güç olanlar yumuşak huylu olmalıdır.

18. Güzel ahlak: Karakterinin sağlam olması gerek.

19. Şefkat ve merhamet sahibi olmak: Halkı Allah'ın emaneti olarak görüp son derece müşfik ve merhametli olmalı.

20. Hayır ve hasenat sahibi olmak: Allah rızası ve halkın menfaati için yapılmalı, gösteriş için değil.

21. Cömertlik: Kapısına gelip bir şey isteyeni geri çevirmez.

22. Tevazu: Nefsin azgınlığını kırıp yok etmek, gurur ve kibirden uzak durmak.

23. Dindarlık: Dinin kurallarını gözetmek, hukukun dışına çıkmamak. Çünkü kendisinden emin olunmayanın imanı olmaz.

24. Ahde vefa: Ahdine vefa göstermeyenin dini olmaz.

25. Sıdk/doğruluk: Her söz ve davranışın doğru olması, doğruları dinleyip yalancıları kovması.

26. Yardımsever: İnsanların hayırlısı insanlara yardım edendir, sözünü düstur edinmeli.

27. Müşavere: İstişare eden pişman olmaz sözünü düstur edinmeli.

28. Teenni: Acele şeytandan, teenni Rahman'dandır. Atılan ok gibi acele etmek yerine kınında duran kılıç gibi olmalı.

29. Basiret: Kırk yıl sonrasını düşünerek hareket etmeli.

30. Şecaat: Allah cesur kimseyi sever. Şecaatte Hz. Ali'yi kendine örnek almalı.

31. Gayret: Sabırla ve dikkatlice devamlı çalışmalı.

32. Siyaset: Yönetmeyi bilmeli.

33. Teyakkuz: Uyanık olmalı, her olayın aslını bilmeli.

34. Feraset: İbret nazarı ile bakıp can kulağı ile dinlemeli.

35. Ağzı sıkılık: Devletin ve milletin sırlarını kimseyle paylaşmamalı.

36. Fırsatları değerlendirmek: Fırsatı ganimet bilip devlet ve millet için doğru ve faydalı adımları atmalı.

37. Hukuka riayet: Devlet, millet, aile, arkadaş ve tüm insanların haklarını ve hukuklarını gözetmeli.

38. İyilerle arkadaşlık: Takva sahibi ve iyi kimselerle arkadaşlık etmeli.

39. Kötülerden uzak durmak:

40. Sayılanların hepsine sahip olmak.

Fevrî bir devlet adamında bu kırk özelliğin olmasını söylüyor ve bunların hepsinin Sokullu Mehmet Paşa'da olduğunu yazıyor. Padişaha diyor ki kitabıyla, sadrazam ve vezir seçeceksen Sokullu gibi birini ara, bul.

Sizce Fevrî haksız mı?





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Orhan Camileri ve Özellikleri

Neden Orhan Camileri? Osman veya Beyazıt, Murat vs değil?
Orhan camilerini nerelerde görüyoruz?
Bu camilerin kaç aded olduğunu konusunda elimizde bilgi var mı? Kaçı günümüze ulaştı?
Orhan camilerinin müşterek özelliği nedir?
Orhan dönemine mahsus başka nelerden bahsedilebilir?
Bu camileri yapan ustalar Türk müydü?
Bu camiler daha sonra yapılacak Süleymaniye cami formuna giden cami mimarisi içindeki etkisi oldu mu?
Orhan camileri arasında kiliseden çevrilen var mıydı?
Çandı adı verilen sistem nedir?
Orhan camilerinin resterasyonu konusunda problemler yaşandı mı?
Orhan cami ile Cuma cami arasındaki ilişki verir?
Orhan camilerinin büyüklükleri arasında ciddi fark var mı?
Yıkılıp yeniden yapılanlar var mı?
Bugün köy camileri mimarisi için örnek olabilir mi?
Orhan camilerinin Cuma namazı kılınması dışında bir işlevi daha var mıydı?

Bir vaaz ve nasihat kitabı: Tenbihü'l Gafilin

Tenbihü’l-Gâfilîn vaaz ve nasihat kitabıdır. Maverâünnehir bölgesinde yaşayan ve Türk olması kuvvetle muhtemel olan Ebü’l-Leys, fakihliği ile öne çıkan ancak temel İslam ilimlerinin hemen her alanında eser vermiş velut bir âlimdir. Ehl-i sünnetten, Hanefi fıkhının en önemli ve öncü isimlerinden bir fakih, müfessir, mütekellim/kelamcı ve aynı zamanda bir sufidir. Semerkant ve Belh’te müderrislik yaptığı, ahlak ve irşada dair konularda vaazlar verdiği de eserlerinin üslubundan anlaşılmaktadır.

Ebü’l-Leys’in eserleri, üslubunun akıcılığı, dilinin sadeliği ve tasnifteki başarısı ile dikkat çeker. Halkın seviyesine inerek anlaşılması zor olan meselelerin daha kolay öğrenilmesini sağlar. Sadece ders vermekle meşgul olmamış halkın da eğitimine önem vermiş bir alim. Kitaplarını ayet ve hadise dayandıran Ebu’l-Leys halkın içinde olmasa böyle bir kitap da yazamazdı. Bu yüzden eserleri Endülüs’ten Endonezya’ya kadar yayıldı ve asırlar boyunca İslâm dünyasının birçok bölgesinde Müslüman toplumların İslâm anlayışlarını ve dinî hayatlarını derinden etkiledi.

ismailgulec.net