Çarşaf-ı Şerif ve Yanmaz Kefen

 

Tesettür sadece kadınlar için midir? Erkeklerin tesettürü yok mudur?

Tesettür sadece giyilen elbisede mi olur?

Tesettürde moda olur mu? Tarz ile farz  uyuşur mu?

Alternatifi varken kürk giymek helal midir?

Kıyafette tek belirleyici din midir, tore ve örfe dikkat etmek gerekir mi?

Köle şartlarında çalıştırılan işçilerin ürettiği ürün tesettür de olsa helal midir?

Çok pahalı ve lüks elbiseler tesettüre uygun olsa bile giymek caiz midir?

Doğayı kirleten ve çevreye zararlı giyecekler üretmek ve kullanmak caiz midir?

Zaruret olmadığı halde öldürülen hayvanlardan üretilen giyim ve süs eşyalarını üretmek ve kullanmak caiz midir?

Tamamen ticari bir bir kuruluş olan giyim kuşam firmaların tekbir, selam vs gibi dini içerikli ve çağrışım yapan kelimeleri kullanmaları doğru mudur?

Eminim sizin de ilave edeceğiniz sorular vardır. Bir kısmını konu edinen bildiriler de vardı sempozyumda. Bu sorulara herkes bir cevap verebilir ama bence caizdir veya caiz değildir diye kısa cevap verilmemelidir. Soruların her biri kanaatimce bir araştırma konusudur ve ehil insanlar tarafından şer-i şerif temel alınarak insan hakları, çevre ve doğaya saygı çerçevesinde örf ve tore de gözetilerek insanları ikna edecek cevaplar aranmalı ve bulunmalıdır.

Bir konuşmacı görmüş, nakletti. Bir mağazada yanmaz kefen geldi, ilanını görmüş. Bir başka yerde ise çarşaf-ı şerifler geldi, duyurusunu.

Şerif kelimesi şerefli, kutsal, mübârek anlamlarına gelir ve genellikle Hz. Peygamber’e ait eşyalar ile dini kavram ve mekanlar için kullanılır. Hilye-i şerif deriz, cami-i şerif deriz, şer-i şerif deriz.Şerif, ecdadın dine ve peygambere saygısını gösteren güzel bir kelimedir ve sonuna geldiği kelimeye kutsal ve mübarek anlamlarını katar. Onu sıradan bir elbise için kullanmak büyük bir cehalet ve küstahlıktır. Dini ticarete alet etmektir.

Hele yanmaz kefen de ne demek? Toprağın altında ateş niye yansın sorusu akla gelmiyor herhalde. İnsanlar herhalde toprak altını değil, cehennemi düşünerek alacaklar bu kefeni. Ne yani, bu kefene sarılanlara cehennem ateşi tesir etmeyecek mi? Cenabı Mevla, hak eden kullarını yanmaz kefenden dolayı cezalandırmaktan aciz midir? Bunun büyük bir itikadi sorun olduğu hiç düşünülmez mi?

Buna benzer olaylar maalesef ilk defa olmuyor. Geçen yüzyılın başlarında hacca giden ve anılarını yazan İngiliz tiyatro ressamı ve sanatçı olanMahmud Mübarek Churchward da beyaz cübbeli tüccararın nargilelerini içerek oturdukları dükkanlarının önünde ¨Vallahi billahi çok güzel saaatler¨, ¨inciler, cennet incileri¨, limon satan biri ise ¨gerçek müslümanlar için limon¨ diye bağırdıklarını yazar.

Diyanet mi olur, belediyeler mi olur, valilik birimleri mi olur bilmem ama mutlaka yetkili bir kurum yanmaz kefen ve çarşaf-ı şerif gibi reklam ve duyuruları yasaklamalı ve bunları yapanları cezalandırmalıdır. Bu kavramlar birkaç kişinin daha fazla para kazanma arzusuna kurban edilemeyecek kadar önemlidir. Ne ürünlere ne de işyerlerine dini kavram ve sembollerin isimlerini vermemeliyiz. Bunun sebebini ise değerli hocam Zarif Zeyrek'in anlattığı bir anekdot çok güzel izah ediyor.

Topbaşlar firmalarına isim olarak Bahariye Mensucat'ı seçerler. Çevreden birkaç kişi daha dini bir isim koysak nasıl olur, diyecek olduklarında aldıkları cevap şudur:

- Ben dinime sövdürmem.

Hepimize ait kutsal ve milli değerlerin saygınlığını korumak, ayağa düşürmemek için rahat bırakalım.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Bir vaaz ve nasihat kitabı: Tenbihü'l Gafilin

Tenbihü’l-Gâfilîn vaaz ve nasihat kitabıdır. Maverâünnehir bölgesinde yaşayan ve Türk olması kuvvetle muhtemel olan Ebü’l-Leys, fakihliği ile öne çıkan ancak temel İslam ilimlerinin hemen her alanında eser vermiş velut bir âlimdir. Ehl-i sünnetten, Hanefi fıkhının en önemli ve öncü isimlerinden bir fakih, müfessir, mütekellim/kelamcı ve aynı zamanda bir sufidir. Semerkant ve Belh’te müderrislik yaptığı, ahlak ve irşada dair konularda vaazlar verdiği de eserlerinin üslubundan anlaşılmaktadır.

Ebü’l-Leys’in eserleri, üslubunun akıcılığı, dilinin sadeliği ve tasnifteki başarısı ile dikkat çeker. Halkın seviyesine inerek anlaşılması zor olan meselelerin daha kolay öğrenilmesini sağlar. Sadece ders vermekle meşgul olmamış halkın da eğitimine önem vermiş bir alim. Kitaplarını ayet ve hadise dayandıran Ebu’l-Leys halkın içinde olmasa böyle bir kitap da yazamazdı. Bu yüzden eserleri Endülüs’ten Endonezya’ya kadar yayıldı ve asırlar boyunca İslâm dünyasının birçok bölgesinde Müslüman toplumların İslâm anlayışlarını ve dinî hayatlarını derinden etkiledi.

Uganda'da yaşamak

Kısa bir Uganda tarihi. Hangi ülkenin sömürgesiydi? Ne zaman kuruldu?
Ugandalılarin dini nedir?
Uganda’da Müslümanların hayatı
Müslümanlar daha çok nerede yaşıyorlar ve hangi işlerle meşgul oluyorlar?
Ugandalılar eski inançlarını devam ettiriyor mu? Uganda’da yaşayan Türkler var mı?
Yaygın bir inanç olarak wichtcraftlar
Uganda’da yükseköğretim
Uganda yemekleri
Uganda’da düğün ve cenaze
Uganda ve Nil
Uganda'nın rengarenk, cıvıl cıvıl kuşları ve çiçekleri
Afrika’nın meşhur hayvanları
Tanzanya, Kenya, Ruanda ve Kongo
Uganda’da da Türk dizileri izleniyor mu?
Uganda’ya ne için gidilmeli?
Gidecek olanlara tavsiyeler

ismailgulec.net