Özgeçmiş
...
2. Eve yakın okul: Seneler evvel, bizim çocuklar okula başlayacakları zaman kendisine güvendiğim bir arkadaşıma sormuştum hangi okula göndereyim diye. Bana verdiği cevap eve en yakın okula gönder, idi. İlk defa o zaman duydum bu cümleyi. Eleştirenlerin ön kabülüne göre İstanbul Erkek Lisesinin sokağında oturanlar sanki oraya kaydedilecek. Çocuğunun Galatarasay Lisesine gitmesini isteyen aileler Beyoğlu’na taşınırsa sanki muratlarına erecekler. O okullara yine sınavla girecekler. Burada dikkat edilmesi gereken şey nitelikli okullar tespit edilirken belirlenen ölçülerin belirlenmesi ve liseler arasındaki eşitsizliğin giderilmesine yönelik çalışmaların hızlandırılması.
İlkokula giderken, orta okula giderken uygulanan sistem neden liseler söz konusu olduğunda uygun olmuyor? İlk okul ve orta okul önemli değil mi yoksa?
3. Eşitsizlik: TEOG’da olup bu sistemde olmayan eşitsizlik nedir, tam olarak anlayamadım. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan kaynaklanan eşitsizlik dışında iki sistem arasındaki eşitsizlikten ne kastedildiğini biri anlatsa da anlasam. Sorumu tekrar ediyorum. TEOG’un getirdiği hangi eşit durum yeni sistemde kaldırılıyor? Lütfen örnek vererek açıklar mısınız?
4. Motivasyon kaybı: Bir diğer eleştiri sınava girmeyecek öğrencilerin motivasyonlarının kaybolması. Sanki tüm öğrenciler gayet motive idiler. Motive olanlar da derslere değil, sınava ve dershanelere motive idiler. Bir yandan sınavların kaldırıldığı ülkelerin eğitim sistemlerini örnek gösterirken öte yandan tüm öğrencileri sınava sokmaya mecbur bırakan bir sistemi savunmak nasıl bir şey, gerçekten anlamıyorum. Öğrencilerin ders dinlemesi için illa TEOG benzeri bir sınav mı olması lazım?
Yapılan eleştirileri gördükçe yeni sistemin daha iyi olacağını düşünmeye başladım. Ancak benim de bazı endişelerim var. Müsaadeniz olursa paylaşayım.
Öğretmen çok önemli oluyor bu sistemde. Homojen bir sınıf yerine farklı zeka düzeylerine sahip öğrenciler bir arada olacak. Bunun çocukların hayatlarını zenginleştirecek bir unsur olduğunu düşünmekle birlikte idarenin ve öğretmenlerin süreçleri özellikle ilk yılda çok iyi yönetmeleri gerekir ve çok dikkatli olmalılar. Bu konuda çok ümitsiz değilim. İdare ve öğretmenler işbirliği içinde oldukları takdirde sorunu çözeceklerine inanıyorum.
Bu sistemde müdürler de en az öğretmenler kadar önemli. Okul idarecilerinin atanmalarında liyakat ve tecrübe öne çıkarılmalı. Liyakatı ile atanan müdürlerin başarılı olacağına ve hangi okula giderlerse gitsinler o okula faydalı olacaklarına inanıyorum. Başarısız müdürler ise sistemden çıkarılmalı.
Özellikle spor, müzik ve sanatın bir dalına yeteneği olan çocuklara daha çok vakit ayrılmalı ve bu yeteneklerin kaybolmamasına izin verilmeli. Acaba okullarımız bu çocuklarımız için hem fiziki hem de pratik olarak hazırlar mı? Bu sorunun belediyelerin yardımı ile büyük ölçüde çözüleceğini düşünüyorum.
Aklınıza şöyle bir soru gelebilir. Sizce bu dediklerinizi gerçekleşir mi?
Bu soruyla can u gönülden evet demeyi o kadar çok isterdim ki! Ancak tanıdığım ve bildiğim birkaç müdür ve öğretmeni düşününce olacağına dair inancımı yitirdiğimi söyleyemem.
...
Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.
Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.
Youtube videolarını izleyebileceğiniz, A'mâk-ı Hayal Sohbetleri, Kültürümüzde Şiir ve Mûsikî (TRT Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav TV) ve Mürekkep Damlaları (Vav Radyo)'ni dinleyebileceğiniz sayfadır.
Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...
Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.
Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi
Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.
Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.