Ağırdağ’ın Sakallı Dede’si

Şimdi etrafında pek bir işaret olmasa da burası eskiden köy halkının sıkça ziyaret ettiği ve mum yakıp adaklar adadıkları bir yer imiş. Sakallı Dede’de adak adamanın adabı şöyle imiş. Adağı olan kişiler şehidanın sağ tarafından yanına yaklaşıp adaklarını adayıp dua ettikten sonra mum yakarlarmış. Mum bulamayanların pamuk ipliği yaktığı da olurmuş.  Adakları bittikten sonra yaktıları kibriti de mumu da orada bırakıp şehidanın sol tarafından geri geri çıkarlarmış. Bu arada Sakallı Dede’nin çevresinde bir tur atmış oluyorlar. Sakallı Dede ziyaretinin bir adabı da cuma akşamları ziyaret edilmemesi imiş.

Peki kim bu Sakallı Dede. Farklı iki rivayet var. Biri şehit olan bir askerin mezarı. Bir diğer rivayet ise köyden birilerine görünen bir hayalet. Birine bir Arap çocuk, bir başkasına beyazlar içinde elinde değneği olan sakalı göbeğine kadar uzamış bir adam olarak görünmüş. Kendisini Hızır olarak tanıtırmış ve duvarın dibindeki mezarından çıkar ve yine orada kaybolurmuş. Önemli bir olay olmadan önce de gören kadının rüyasına girermiş.

Sakallı Dede eskisi gibi adak adanan bir yer değil. Böyle yerler halkın rağbetiyle ayakta durur ve halk ilgi gösterdiği sürece yaşar. İlgi gösterenler birer ikişer bu dünyadan elini eteğini çekmeye başlamış. Kalanların da umurunda değil. Muhtemelen burası da diğerleri gibi ortadan kalkacak, sadece kitaplarda kalacak.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net