Hakikatli bir talebe ve hoca : Yozgatlı İhsan Efendi

Aslında örnek bir baba, örnek bir anne ve örnek bir evlat görüyoruz. İhtiyacı olduğu halde oğlunun medreseye gitmesine izin veren ve eğitimini destekleyen baba, oğlunun her türlü ihtiyacını düşünen ve karşılayan bir anne ve anne-babasının bu sevgisini ve güvenini boşa çıkarmamak için hayatı boyunca ideallerinden taviz vermeden yaşayan bir ahlak abidesi ve ideal bir insan olan çalışan evlat. Ve bunun için tüm aile tarafından ödenen bir bedel.

Bu bedeli oğlunun ilim sahibi olması için bir daha göremeyeceği ihtimalini bile bile evden uzaklaşmasına ve gitmesine izin veren baba hasret çekerek, ailesini, memleketini, zenginliği idealleri uğruna bırakarak yokluk ve sıkıntı çeken evlat bir ömür boyu memleket ve aile özlemi çekerek ödüyor. Her babanın ve evladın kolayca yapamayacağı bir fedakârlık olsa gerek.

İhsan Efendi 22 yaşında geldiği Kahire’de, 15 senelik bir tahsilin ardından Mısırlılara verilen Alimiyet diplomasını alacak kadar çalışkan ve zeki, ne olmak istediğini bilen bu bunun için yapılacak ne varsa yapan bir öğrenci. Hoca olduktan sonra da kendisi gibi ilim tahsili için gelen öğrencilere hizmetle geçen bir ömür.

Eğitimciler klasik metotta dersin nasıl anlatıldığını, iyi bir hocanın vasıfların neler olduğunu öğrenmek istiyorlarsa İhsan Efendi’yi dikkatlice okumalıdırlar. Öğrencilerine karşı hem müşfik hem kol kanat geren hem de onları yönlendiren örnek alınacak bir model olarak kendisinden bahsedilmeyi hak ediyor. Öğrencilerinin hakları için verdiği mücadele ve onları her platformda desteklemesi ise her türlü takdirin üzerinde.

Ve onun hocalığın sadece ders vermek olmadığını gösteren örnek hayatı. Kahire’ye gelen  ve her birinin kendine has derdi olan Türk öğrencilerin her biriyle bıkmak tükenmek bilmeyen bir muhabbetle ve samimiyetle ilgilenmek ve hizmet etmek her babayiğidin yapabileceği bir şey olmasa gerek. Gurbet elde olduklarını unutturmak için bayramlarda öğrencilerini toplayıp onlar aile olmak ve hep birlikte yemekler yapmak yazıldığı kadar kolay bir şey değil.

İhsan Efendi Osmanlı terbiyesinin mücessem hali, bir iman ve ahlak abidesi. Her yönüyle örnek gösterilecek bir Müslüman, Hz. Peygamber’i taklit ile geçmiş bir ömür. Üzerinde gram leke bulunmayan temizlikte bir ahlak sahibi. Bildiği ve anlattığı gibi yaşayan samimi bir Müslüman. Kitabı okuyup da İhsan Efendi’ye saygı duymamak, muhabbet beslememek, yaşadığı hüzünlere ortak olmamak, onunla birlikte gurbeti yaşamamak, aile ve vatan hasreti çekmemek mümkün değil.

Gerçek alim kimdir ve nasıl olmalıdır sorusunun cevabı Yozgatlı İhsan Efendi olarak verilebilir.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net