Çocukların sevimli dilleri

Değerli hocam Prof. Dr. Mertol Tulum, Emir Mustafa adında bir yeniçeri aşığının bana göre manzum günlük gibi tuttuğu İstanbul'a ve İstanbullulara dair gördüğü, duyduğu her şeyi, dönemin İstanbul'unu adeta bir şehrengiz gibi, bir bekçi üzerinden aktardığı paha biçilmez bir kaynağı daha gün yüzüne çıkardı.

Emir Mustafa bir yeniçeri. Şiirlerinde şamar oğlanı olarak bekçiyi seçmesinin iki nedeni olabilir. Biri İstanbul'un her tarafına girip çıktığı için, diğeri de çok sevdiği ve takılmaktan zevk aldığı bir bekçi arkadaşı olduğu için herhalde.

İçinde İstanbul'a dair akla gelecek gelmeyecek birçok her şeyin anlatıldığı bu kitapta Emir Mustafa dönemin konuşmaya başlayan çocukların dilini de Lisân-ı Sibyân/Çocuk Dili adıyla anlatmış.

Gûş edin her an söyleyem

Bir özge seyrân söyleyem

Ey benim ağam efendim

Lisân-ı sıbyân söyleyem

Diyerek başladığı şiirde konuşmayı yeni öğrenen bir çocuğun hangi kelimeye hangi sözlerle telaffuz ettiğini açıklıyor.

İyi cici kaka kötü

Uşaklar severler südü

Korkutucu oldu böcü

Hep sopaya derler düdü

Bu şekilde anlattıktan sonra şiiri hepimizin amin diyeceği bir dua ile bitirir:

Çağırsan bilir adını

Tatlının bilir tadını

Rabb'im hatasız eylesin

Cümlesinin evlâdını

Bu şiiri görünce bizim Melih'in küçüklüğünde nereden aklıma geldiyse tuttuğum notlar geldi. Ben de Melih'in hangi kelimeye ne dediğini yazmışım. Bizim liste biraz daha uzun ama aralarında üç asırlık bir fark olan iki çocuğun kullandığı karşılaştırmak ilginç olabilir düşüncesiyle şuracığa nakledeyim:

Önce Emir Mustafa'nın sözlüğü:

Amin : okumak Kaka : kötü

Atta : sokağa çıkmak Kıh : kesici, bıçak

Baba : ekmek Kuçu kuçu : köpek

Bebek : küçücek uşak Macıcak : öpücük

Böcü geldi : kormak Mama : yemek

Böcü : korkunç Nam nam : yemek yemek

Cız : ateş Nenni : uyku

Cici : iyi Patıcak : kötek

Çap çap : yıkanmak Pisi : kedi

Dah daha : at Tak tak : bekçi

Düdü : sopa Tata : takye

El çep : Oyun Tum tum : dümbelek

Hapıcak : kapmak Vah vah : başını döğmek

Şimdi de bizim Melih'in sözlüğü:



Aaba : Araba Eüm : Ekmek

Aayı : Hayır Evavah : Eyvallah

Adi : haydi Festali : Seftali

Attı : Düştü Fiskir : Sifon

Au : Karpuz Galk : Kalk

Baa : Baba Gulak : Kulak

Babay : Bay bay Hav : Köpek

Bay : Banyo yapmak Hava : Hala

Boy : Boyamak İcac : İlaç

Caaç : Şarj Mamay : Parmak

Caç : Saç Man : Mandalina

Caklama : saklama Mav : Kedi

Cici : Civciv Mecema : Pijama

Coğap : Çorap Munu : Burun

Cöcük : Gözlük Nigın nigın :Karpuz ve donene

Cöz : Göz oocak : Oyuncak

Daat : Saat Opop : Hophop

Dağat : Kağıt Söyleyici : Müezzin

Dep : Kitap Tuveat : Tuvalet

Detdi : Gitti Uvay : Nuray

Du : Su Uy : Uyumak

Düt : Süt Üzüz : Üzüm

Emma : Elma

İki listede de olan kelimeler ise şunlar:

Kelime Emir Mustafa Melih

Banyo Çapçap Bay

Kedi Pisi pisi Mav

Köpek Kuçu kuçu Hav

Uyku Nenni Uy

Ekmek Bab Eum

Gördüğünüz gibi ortak kelimeler oldukça az. Ortak olanların da aynı şekilde telaffuz edilmemesi bir diğer ilginç nokta.

Çocuk dili deyip geçmeyin, bu dil üzerinden hem nörologlar hem dilbilimciler hem de halkbilimciler o kadar çok bilgi üretirler ki şaşırır kalırsınız. Ayrıca roman ve hikayeciler ile senaristler özellikle reklamcılar için de çok önemli bir kaynak.

Peki ya siz, sizin çocuklarınız kelimeleri nasıl telaffuz ederdi? Hiç not almayı düşündünüz mü?





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net