Müsait kelimesi üzerine

Haftada değil, günde bir kaç kez gündemin değişebildiği canım memleketim Türkiye'min geçen hafta tartışılan konularından biri, bir gazetede çıkan TDK'nın Büyük Sözlük'ünde 'müsait' kelimesinin açıklamasında kadınların aşağılandığına dair haber idi. Konu sosyal medyaya düştü ve tartışma hızla büyüdü, hatta meclis kürsüsünde milletvekilleri tarafından da dile getirildi.

Tartışmanın nedeni olan müsait kelimesinin TDK Büyük Sözlük'ünde yer alan ikinci anlamı şöyle:

Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın).

Burada tartışılan konu parantez içinde yer alan kadın kelimesi üzerinde odaklaştı. Neden erkek değil de kadın? Erkekler kolayca flört etmeye hazır değil mi? Sadece kadınlar mı flört ederler? Bu ve buna benzer sorular özellikle feminist dernek temsilcileri tarafından yüksek sesle söylendi ve cinsiyetçi bir ifade tarzı olarak algılanan bu ifadenin sözlükten kaldırılması istendi.

TDK bu ithamlar üzerine bir açıklama yapmak zorunda kaldı. Yapılan açıklamada sözlükte yer alan tüm maddelerin yeninden okunmasına ve düzenlenmesine karar verildiği, sözlükçülerin görevinin kelimelerin anlamlarını günlük hayattan aldıklarını söyledikten sonra kelimenin Türkçede kullanımının tarihçesi verildi. İlk olarak Ömer Seyfettin'in Nakarat isimli bir makalesinde kullanıldığının tespit edildiği ifade edildikten sonra kelimenin 32 yıldan beri sözlüklerde mevcut olduğu belirtildi. Daha sonra müsait kelimesinin aynı anlamda yer aldığı sözlükler sıralandı.

Karacan Büyük Sözlük ve Genel Kültür Ansiklopedisi, Milliyet Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedi, Dil Derneği'nin, Türkçe Sözlük'ü, Ali Püsküllüoğlu'nun, Arkadaş Türkçe Sözlük'ü de kelimeyi aynı anlamda kullanan diğer sözlükler. Kelimenin argo olduğu, bugün bu anlamın herkes tarafından bilinmediği, bir devirde moda olabileceği, dolayısıyla yeniden düzenleneceği, yani kaldırılacağı söylenerek tartışmalar bitirilmeye çalışılmış, ortalık sakinleştirilmiş.

TDK'nın açıklamasında yer alan sözlüklerden başka sözlüklerde de kelimeye baktım. Yaşar Çağbayır'ın hazırladığı son derece kıymetli bir sözlük olan Orhun Yazıtlarından Günümüze Türkiye Türkçesinin Söz Varlığı Ötüken Türkçe Sözlük'te (İstanbul: Ötüken Yayınları 2007) kelime şu şekilde açıklanır.

Müsait, -di < Ar. su'ûd > müsâ'ade > müsâ'id. 1. Bir şeyi mümkün kılan, kolaylaştıran, elverişli, uygun. [ing. Favorable, convenient; Fr. Favorable, convenant, -ante]; 2. (Geniş anl.) Anlayışlı, kafa dengi; 3. tkz. Flörte eğilimi olan. 4. esk. Yardım eden.

Dil Derneği Türkçe Sözlük'te (Ankara: Ertem Basım Yayın Ltd. Şti. 2005) kadın yine yer alıyor.

müsait öna. Ar. 1. Uygun, elverişli: Müsait bir gün geleceğim. 2. tkz. Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın).

Ali Püsküllüoğlu sözlüğünün 7. baskısında (Ankara: Arkadaş Yayınevi, 1999) kelimeyi güncellemiş ve tartışmalara neden olan anlamı sözlüğünden çıkarmış.

Mehmet Doğan (Doğan Büyük Türkçe Sözlük (Türkçe/Osmanlıca/Yabancı dillerden Türkçeye Geçen ve En Çok Kullanılan Kelimeler. İstanbul: Pınar Yayınları, 2005) ise diğerlerinden farklı olarak kelimeye genel olarak anlaşılacak şekilde meyilli anlamını vermiş, ama neye meyilli olduğunu belirtmemiş.

Konu kadınlar üzerinden tartışıldığı için önüme büyük sözlüklerden birini aldım ve açıklamasında kadınlara has olduğu ifade edilen olumsuz anlamı olan başka kelime var mı, diye bakayım dedim. Kısa bir araştırmadan sonra karşıma çıkan bazı kelimeler ve açıklamaları:

acize : Kocakarı, huysuz, suratsız yaşlı kadın.

âlufte : İffetsiz (kadın), âşifte,

âşufte : Baştan çıkmış, hafifmeşrep, ahlâksız kadın.

Baldır bacak: (Kadınlar için) Bacakları meydanda, açık saçık.

Bitli kokuş: Kirli, pis, pasaklı (kız veya kadın).

boynuzlanmak. (Karısı veya yakını olan bir kadın tarafından) Başka bir erkekle aldatılmak.

Cadaloz: Şirret, hırçın [Daha çok kadınlar için kullanılır]

Yollu :Hafif, ahlâkı sağlam olmayan, kolayca elde edilebilen kadın.

Örnekleri çoğaltmak mümkün, böyle daha yüzlerce kelime var. Peki bütün bu kelimeleri de aynı şekilde düzeltecek miyiz? Fakat şunu da belirtmeliyim.

Kanaatim bu tür tartışmaların insanlarda günlük konuşmalarında cinsiyet ayırımı konusunda daha dikkatli olmalarını sağlaması bakımından faydalı olduğudur. Özellikle kelimelerin kullanımlarına dair örnek verirken daha dikkatli olunmalıdır. Sözlüklere müdahale bahsine gelince; sözlükçüler kelimelerin anlamlarını değiştirmek hakkına sahip değillerdir, sadece var olan anlamlarını tespit etmeye ve açıklamaya çalışırlar. Günlük dilde kelimenin öyle bir anlamı varsa o şekilde yazmak zorundalar. O zaman soruyu şöyle soralım: Türkçeyi kullananlar arasında müsait kelimesini o anlamda kullananlar var mı? Bu soruya vereceğiniz cevaba göre sözlükte olup olmamasına karar verebiliriz.

Kelimelerin temel anlamı, yan anlamı, mecaz anlamı, kinayeli anlamı, galat anlamı ve argo anlamı olmak üzere bağlamına göre bir çok anlamı olur. Ayrıca kullanıldığı yöreye, üzerinde konuşulan konuya, konuşan kişiye, cinsiyete ve Türkiye örneğinde millete göre farklı anlamları da olur. Sıradan bir kelime erkekler arasında kullanıldığında farklı, kadınlar arasında kullanıldığında da farklı anlamlara gelebilir. Argo sözlükleri bunun örnekleri ile dolu. Dolayısıyla kelimelerin anlamlarını değerlendirirken bağlamı da göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

Son söz: Kelimeleri özgür bırakalım. Bırakalım istedikleri anlama gelsinler. Beğenmezsek kullanmayız vesselam.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net