Aralık ayında ne yemeli?

Havaların soğuması ile salgın hızlandı. Vaka sayısı o kadar arttı ki hastanelerde boş yer kalmadı neredeyse. Ve hükümet, önlemler almaya başladı. Böyle giderse alınacak önlemler artarak devam edecek. Bu da yakında evlere daha çok kapanacağız anlamına geliyor.

Benim bu yazıyı yazmamın ise iki sebebi var.

Eve kapanıldığında, evlerde her sabah kahvaltı sofralarında konuşulacak konulardan biri, o gün ne pişirileceğidir. Özellikle ev hanımlarının her gün bıkmadan ve usanmadan sordukları soru şudur: Bugün ne pişireceğim? Bu yazıyı yazmamın ilk sebebi, bu soruya cevap vermek.

İkinci nedeni ise sağlıklı beslenerek salgına karşı direncimizi artırmak. Üçüncü bir neden daha var. O da rahmetli annemin, küçükken söylediği söz. Ben çarşıda pazarda o mevsimde olmayan bir şey yemek istediğimde, "Her şey mevsiminde güzel. Eğer öyle olmasaydı, Allah, onu her mevsimde yaratırdı." Biz yine annelerimizin sözünü dinleyelim ve sağlıklı beslenmek isteyen herkes gibi her şeyi mevsiminde yiyelim.

Sebze ve meyvelerini mevsiminde yememiz için bir başka bir nedenimiz daha var. Mevsim dışında yetiştirilen sebzeler için suni gübre ve tarım ilaçları kullanılıyor ve bunlar da insan sağlığına çok zararlı. Yakalandığımız birçok hastalığın nedeni aynı zamanda. Özellikle sağlıklı beslenmeye özen gösterenler, bu mevsimde domates, salatalık, biber, patlıcan kabak gibi yaz sebzelerini evlerine sokmaz.

Madem bu kadar gerekçe saydık, o halde başlıkta sorduğumuz soruya dönelim. Önce sebzelerden başlayalım. Bir arkadaşımın gönderdiği afişte gördüm. Oradan alıntılıyorum. Aralık ayında yememiz gereken ve ülkemizde yetişen sebzeler şunlar:

Lahana (beyaz, kırmızı), Brüksel lahanası, Pırasa, Ispanak, Karnabahar, Brokoli, Kereviz, Bal kabağı, Turp (beyaz, kırmızı, kara, alabaş), Şalgam, Yer elması, Pancar, Havuç, Kara lahana.

Şunlar da her mevsimde olanlar: Maydanoz, Dereotu, Nane, Fesleğen / reyhan, Tere, Taze soğan, Roka, Marul, Pazı, Kuru soğan ve Kuru sarımsak.

Aralık ayında tercih etmemiz gereken meyveler ise şunlar: Elma, yerli muz, Armut, Ayva, Nar, Kivi, Muşmula, Cennet hurması, Portakal, Mandalina, Greyfurt ve Kestane.

Bu sebze ve meyveleri yazdıktan sonra aklıma gelen şey, ne kadar şanslı olduğumuz. Bu kadar sebze ve meyvenin yetiştiği kaç ülke var dünyada? Keçecizâde'nin dediği gibi "Şükr-i nimet de bir nimettir". Ancak Sürûrî merhumun;

Tende kudret nerden olsun ni'met-i cân şu?kru?ne

Bin dilim olsa yetişmez bir dilim nân şu?kru?ne

dediği gibi "Bir dilim ekmeğin şükrünü ifadeye diller yetmez." derken biz bunca nimetin şükrünü nasıl edâ edeceğiz?

Bunu anlamam da bu yazıyı yazmanın dördüncü nedeni olsun.




Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net