Bir ömürlük misafir

Her yolculuk gibi bu yolculukta da iyi bir arkadaşla birlikte olunursa, hayat-ı mecâzî olan bu âlemimiz güzel olur ve hayat-ı hakîkî olan ebedî hayatımızın güzelliğini de garanti eder. Mecâz ise hakîkate giden bir köprüdür. Bu dünya hayatı ahret hayatımızın bir yansımasıdır ve adeta ayna tutar.

İnsan, bu yolculuğunu bilerek yaparsa mesele yoktur, ama bilmeden yol almaya kalkarsa her an şüphe, endişe, korku içinde kalır. Çünkü, ayağını bastığı yerin sağlam mı, çukur mu, batak mı olduğunu bilemez. Hele bir de karanlıktaysa...

Bu durumda olanlar için de kolay bir yol vardır. O da iz sürmektir. İnsan, önünde yolu bilen biri olursa, onu takip eder ve onun bastığı yerlere basıp, izini izlemek suretiyle tehlikesiz bir yolculuk yapabilir. Çünkü, önderi olan Hz. Peygamber’in varisi insân-ı kâmil olan mürşit, tehlikeli yere basmayacaktır. Zamanla yolu iyice öğrenirse, bu kez onun talebeleri de, aynı yöntemle onu izlemeye başlarlar.

Bu seferi Lütfi Filiz’in şu şiiri çok güzel bir şekilde özetlemektedir.

SEFERNAME

Yalnız gidenin hâli harap, ömrü hederdir
Yol göstereni olmayanın zevki kederdir

Doğru bilici öncü gerek yolcuya, zirâ
Çıkmaz yola sapmış olanın derdi beterdir

Bir mürşid-i kâmil ara, boş geçmesin ömrün
Şeksiz yolu aydınlatan ol şems-i zaferdir

Tut dâmenini aşk ile sen ol ulu zâtın
Zan zulmetin yok eden ol nûr-ı seherdir

Her âşığa yokluk gerekir almak için yol
Benlik bırakır yolda seni, terki hünerdir

Her zahmeti rahmet bilir Hak yolcusu elbet
Her cevr ü cefâ; aynı safâ, dürr ü güherdir

Bel bağladığın aşk ipini dosttan ayırma
Yol ehline teslim olunan sır bu kemerdir

Hak gezdirir her bir durağı zevk ile seyret
Tâ gayesi Hak’tan sana bir lütf-i eserdir

Aşk kervanının başbuğuna bağlı bu FÂNÎ
Hep mahmil-i aşkında kalır, gör ne seferdir.

Seferini hayırla tamamlayan yolcular arasına katılma niyazıyla, bu dünyadaki seferlerin gerçek seferde olduğumuzu unutturmaması duasıyla, seferiniz kutlu, azığınız bereketli, akıbetiniz hayırlı olsun.

igulec@sakarya.edu.tr




Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net