Asaf Halet Çelebi'de Gölpınarlı Eleştirisi

 

 

Gölpınarlı Mevlevilik adında yazdığı eserde bu tevillerin ¨tamamıyla mistik ve şüphesiz başından sonuna kadar zoraki ve uydurma şeyler olduğunu¨ yazıyor. Bir tarikat ayinin mistik tevilden başka ne ile tevil edilebileceğini anlayamıyorum. Esasen bu kitap bazı vesikaları cami olması, hatta oldukça mühim bir çalışma mahsülü bulunmasına rağmen sırf Mevleviliği tezyif maksadıyla yazılmış olduğunu maalesef göstermektedir. Bu eserde Mevleviliğin tahkir ve tazyif edilmediği bir bir tek sahifenin bulunmadığı teessürle görmekteyim. Gençliğini bu ocaktan feyz alarak geçirdiğini kitabına bir de Mevlevi kıyafetiyle çıkarttığı kendi resmiyle ispat eden muharriri için bu hal beni acımaya sevkediyor. (s. 142)

Asaf Halet’in Gölpınarlı’yı eleştirdiği ikinci nokta onun Mevlevilerin görüşmesi hakkındaki görüşleridir. Çelebi, Gölpınarlı’nın ¨Mevleviler birbirlerine secde edecekleri yerde ulemâ-yı rüsûmdan korktukları için bu şekliyle iktifa ettikleri¨ şeklindeki ifadelerini Mevlevilik ruhuna muhalif fikirler olarak değerlendirmektedir. (s. 145)

Bir diğer eleştiri ise semaya giren dervişin lamelife benzetilmesi hakkındadir. Gölpınarlı’nın bu şekli Zülfikar kılıcına benzetmesi ve Şii akidesine göre tefsir etmesi Çelebi tarafından eleştirilmektedir. Burada olan semboller Asaf Halet’e göre Şii ve Alevi değil, tamamen tasavvufidir ve Hurufilikle de hiç ilgisi yoktur. (s. 147)

Asaf Halet’in Gölpınarlı’yı eleştirdiği son diğer nokta onun ayin sonunda okunan duada devrin yöneticilerinin isimlerinin zikredilmelerini iktidara teveccüh olarak değerlendirip Mevleviliğin asli görünüşüyle zoraki görünüşünü toplu halde sunduğu düşüncesidir. Çelebi, bu ifadeleri siyasi jurnalcilik olarak değerlendirmekte ve sadece Müslümanların değil, Hristiyanların ve Musevilerin de dualarında devrin yöneticilerini zikrettiklerini, bunun da doğal olduğunu söylemektedir. (s. 151)

Yazdıkları eserlerle Mevleviliğe hizmet eden ve Mevlana aşığı olan bu iki zat arasında geçen bu tartışmalar çok şükür daha sonraki yıllarda taraflar arasında sürdürülmemiştir.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Orhan Camileri ve Özellikleri

Neden Orhan Camileri? Osman veya Beyazıt, Murat vs değil?
Orhan camilerini nerelerde görüyoruz?
Bu camilerin kaç aded olduğunu konusunda elimizde bilgi var mı? Kaçı günümüze ulaştı?
Orhan camilerinin müşterek özelliği nedir?
Orhan dönemine mahsus başka nelerden bahsedilebilir?
Bu camileri yapan ustalar Türk müydü?
Bu camiler daha sonra yapılacak Süleymaniye cami formuna giden cami mimarisi içindeki etkisi oldu mu?
Orhan camileri arasında kiliseden çevrilen var mıydı?
Çandı adı verilen sistem nedir?
Orhan camilerinin resterasyonu konusunda problemler yaşandı mı?
Orhan cami ile Cuma cami arasındaki ilişki verir?
Orhan camilerinin büyüklükleri arasında ciddi fark var mı?
Yıkılıp yeniden yapılanlar var mı?
Bugün köy camileri mimarisi için örnek olabilir mi?
Orhan camilerinin Cuma namazı kılınması dışında bir işlevi daha var mıydı?

Bir vaaz ve nasihat kitabı: Tenbihü'l Gafilin

Tenbihü’l-Gâfilîn vaaz ve nasihat kitabıdır. Maverâünnehir bölgesinde yaşayan ve Türk olması kuvvetle muhtemel olan Ebü’l-Leys, fakihliği ile öne çıkan ancak temel İslam ilimlerinin hemen her alanında eser vermiş velut bir âlimdir. Ehl-i sünnetten, Hanefi fıkhının en önemli ve öncü isimlerinden bir fakih, müfessir, mütekellim/kelamcı ve aynı zamanda bir sufidir. Semerkant ve Belh’te müderrislik yaptığı, ahlak ve irşada dair konularda vaazlar verdiği de eserlerinin üslubundan anlaşılmaktadır.

Ebü’l-Leys’in eserleri, üslubunun akıcılığı, dilinin sadeliği ve tasnifteki başarısı ile dikkat çeker. Halkın seviyesine inerek anlaşılması zor olan meselelerin daha kolay öğrenilmesini sağlar. Sadece ders vermekle meşgul olmamış halkın da eğitimine önem vermiş bir alim. Kitaplarını ayet ve hadise dayandıran Ebu’l-Leys halkın içinde olmasa böyle bir kitap da yazamazdı. Bu yüzden eserleri Endülüs’ten Endonezya’ya kadar yayıldı ve asırlar boyunca İslâm dünyasının birçok bölgesinde Müslüman toplumların İslâm anlayışlarını ve dinî hayatlarını derinden etkiledi.

ismailgulec.net