Dede Korkut’u bilen dini ve tasavvufu daha iyi bilir

İlki Duha Koca oğlu Deli Dumrul hikayesi. Kısaca hatırlayalım.

Oğuz ilinde yaptığı köprüden geçenden otuz, geçmeyenden kırk akça alan Deli Dumrul isminde bir er vardır. Köprüsünün yakınlarına yerleşen bir obada bir gencin ölmesi üzerine oba halkı feryad u figana başlayınca Deli Dumrul feryatların nedenini sormak üzere obaya gider. Yiğidin canını alan Al Kanatlı Azrail'e kızar ve ona meydan okur. Onunla dövüşmek için Allah’a yalvarır.

Duası kabul olur ve Deli Dumrul Azrail ile karşılaşır. Ne yapsa ne etse başa çıkamaz, mağlup olur ve Deli Dumrul Azrail'e yalvarmaya başlar. Azrail kendisine değil Tanrı'ya yalvarmasını söylemesi üzerine Tanrı’ya yalvarır. Tanrı, Deli Dumrul'a kendi canı yerine can bulduğu takdirde bağışlayacağını söyler. Deli Dumrul annesine ve babasına gider ama onlar canlarını vermezler. Can bulamadığı için karısına gider. Karısı da onsuz bu hayatın hiçbir önemi olmadığını söyler ve kendi canını vermeye razı olur. Deli Dumrul Tanrı’ya ya ikimizin canını al ya da ikimizi de bağışla diye, yalvarır. Bunun üzerine Tanrı onları bağışlar ve annesinin, babasının canını alması için Azrail'e emir verir. Deli Dumrul ve eşi 140 yıl ömür sürerler.

Deli Dumrul hikayesi bu. Bir hikaye de ben anlatayım.

Kıyamet koptuğunda insanlar haşr olacak ve mahkeme-i kübrâda mîzân kurulacak. Her insanın amelleri tartılacak, sevaplar bir kefeye, günahlar da bir kefeye konulacak. Günahlar ağır basarsa nâra, yani cehenneme, sevaplar ağır basarsa nûra yani cennete gönderilecek. Bir kulun sevapları günahlarına denk gelmiş. Allah Teala bir yerden bir sevap bulursan cennete gideceksin, buyurunca önce annesine gitmiş. Ya benim günahlarım çok olursa ben ne yaparım, demiş ve vermemiş. Babasına gitmiş, o da vermemiş. Karısına gitmiş, o da vermemiş. Sırasıyla tüm akrabalarına gitmiş ve bir sevap bulamamış. En sonunda din kardeşine, tarikat arkadaşına gitmiş. Ondan istemiş. O da, sen benim kardeşimsin, tüm sevaplarım senin olsun, günahlarını da bana ver, ben senin yerine yanarım demiş. Her şeyi bilen ve gören Allah bu durum karşısında;

- Sen benden daha mı cömertsin? Madem siz benim için kardeş oldunuz, benim yolumda benim için birbirinizi sevdiniz, sıkıntı çektiniz, benim için birbirinizin yerine cehenneme gitmeyi göze aldınız o zaman tutun birbirinizin ellerini ve doğru cennete girin, buyurmuş.

Birinci hikayede Deli Dumrul’a bu dünya hayatındaki arkadaşı, can yoldaşı canını veriyor. İkinci hikayede ise gerçek hayattaki arkadaşı, ikinci doğumundan sonra yaşadığı hayattaki arkadaşı canını veriyor.

Önce yoldaş, sonra yol diyenler ne güzel söylemiş, değil mi? Bu dünyamız için de öte dünya hayatımız için de arkadaşımızı iyi seçelim.

Konu nereden nereye geldi. Ben Dede Korkut hikayesini bilenler dini ve tasavvufu daha iyi öğrenir ve anlar demek için başladım yazıya. Sonunda arkadaş seçmenin önemi ile bitirdim. Ben de anlamadım neden böyle olduğunu.

Biraz yorgun ve hafif hastayım. Ona verin lütfen. Hoşgörünüz olmasa ben ne yaparım?

Not: Bu yazıyı okuyanlara Antony Hopkins ile Bradd Pitt’in başrollerini paylaştığı Meet Joe Black isimli filmi izlemelerini tavsiye ederim.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Seyahat etmek için çok paraya ihtiyaç yok

Bir seyahete nasıl hazırlanılır?
Bir seyahatte en çok nelere dikkat edilir?
Saraybosna’da en etkileyici şey
Mostar, Travnik, Srebrenitsa ne anlam ifade eder?
Fas’ta en etkileyici şey
Mısır’da görülesi yerler
Özbekistan’da görülesi yerler
Tunus’ta görülesi yerler
Suriye’de görülesi yerler
Tanzanya’da görülesi yerler
Karadağ’da görülesi yerler
Makedonya’da görülesi yerler

Orhan Camileri ve Özellikleri

Neden Orhan Camileri? Osman veya Beyazıt, Murat vs değil?
Orhan camilerini nerelerde görüyoruz?
Bu camilerin kaç aded olduğunu konusunda elimizde bilgi var mı? Kaçı günümüze ulaştı?
Orhan camilerinin müşterek özelliği nedir?
Orhan dönemine mahsus başka nelerden bahsedilebilir?
Bu camileri yapan ustalar Türk müydü?
Bu camiler daha sonra yapılacak Süleymaniye cami formuna giden cami mimarisi içindeki etkisi oldu mu?
Orhan camileri arasında kiliseden çevrilen var mıydı?
Çandı adı verilen sistem nedir?
Orhan camilerinin resterasyonu konusunda problemler yaşandı mı?
Orhan cami ile Cuma cami arasındaki ilişki verir?
Orhan camilerinin büyüklükleri arasında ciddi fark var mı?
Yıkılıp yeniden yapılanlar var mı?
Bugün köy camileri mimarisi için örnek olabilir mi?
Orhan camilerinin Cuma namazı kılınması dışında bir işlevi daha var mıydı?

ismailgulec.net