Kavaklı Dede Türbesi

Diğer bir çok türbede olduğu gibi burada yatan zatın kim olduğu da bilinmiyor ancak kim olabileceğine dair iki farklı rivayet var. İlki Kıbrıs fethine katılan yeniçerilerden birine ait olduğu şeklinde. Yine Girne Zeytinlik’te bulunan Garip Dede gibi Girne’nin fethine katılan Osmanlı ordusunda olup fetih esnasında şehit olan bir yeniçeri olduğunu düşündüğümüzde burada yatan zâtın da bir şehit olması muhtemel.

Diğer rivayete göre Kavaklı Dede fethin ardından Kıbrıs’a gelen dervişlerden. Müritleriyle birlikte gelen Kavaklı Dede hizmetlerini Yukarı Girne’de sürdürmüş, tekke kurmuş ve vefatının ardından da tekkesinin köşesine defnedilmiş. Vasiyeti üzerine de ayak ucuna kavak dikilmiş. Zamanla buranın adı da Kavaklı Dede olmuş. Bu rivayet ilkine göre zayıf geldi bana. Bir tekke olsaydı mutlaka bir arşiv kaydı çıkardı. Kim bilir, belki de ileride çıkar. Ama şimdilik bir kayda rastlanmamış.

Mezarın yapılması ile ilgili de iki rivayet var. Biri inşaat için, belki de yol genişletmek için kazı yapılırken mezar açılmış ve kemikler şimdiki yerine taşınarak türbe haline dönüştürülmüş. Bir de kavak ağacı dikilmiş ve bunda dolayı da Kavaklı Dede olarak isimlendirilmiş.

Diğer rivayete göre ise Ozanköylü Fehim Efendi adında biri tarafından yapılmış. Yöre halkından birinden derlenen hikaye şöyle:

19. asırda Ozanköy’de Horoz lakaplı bir kabadayı vurularak öldürülmüş. Fehim Efendi’den şüphelenilmiş ve tutuklanmış ve Girne Kalesine atılmış. Buradayken kurtulursam mezarı taşıyıp türbe yaptıracağım diye adakta bulunmuş. Delil yetersizliğinden serbest kalınca da vaadini yerini getirmiş. Türbenin yanına gölge yapsın diye çam diktirmiş, dış tarafa da kavak diktirmiş ve bu türbe artık bu adla anılır olmuş. Daha sonraki yıllarda da kente suyun gelmesi üzerine hayırsever vatandaşlar tarafından çeşme yaptırılmış. Bu çeşmeden istifade eden vatandaşlar da hem dua ederlermiş, hem mum yakarlarmış, hem de türbenin bakımını yaparlarmış.

Türbenin yapılması ile ilgili anlatılan iki rivayet adı sanı bilinmeyen bir şehit askerine ait olma ihtimalinin daha kuvvetli olduğunu akla getiriyor.

Bugün mezarın başında ve ayak tarafında kavak yok. Kavağın ortadan kaldırılması ile ilgili de iki rivayet var. İlki İngiliz döneminde İngiliz tarafından söküldüğüne dair. Diğeri ise 1960’larda türbenin olduğu sokağın genişletilmesi esnasında Rumlar tarafından ortadan kaldırıldığına dair rivayet. Eğer kavağın ayak tarafına dikilmiş olduğunu düşünürsek sokak genişletme esnasında sökülmesi daha makul geliyor bana. Sokak genişletme esnasında türbe de yıkılmak istenmiş ama Türklerin itirazı üzerine yıkılmaktan kurtulmuş.

Burada kavak ağacı ile ilgili olarak birkaç söz söylememiz lazım. Kavak uzun ömürlü bir ağaç değil. En uzun yaşayanı yüz yıl yaşıyor. O da çok nadir. Fethin 1571’de olduğu düşünülürse o dönemden kalması  mümkün değil. 19. yüzyılda dikilmiş olması daha makul. Eh, o tarihten sonra da bir asır geçtiğine göre, kavak ağacının da daha fazla yaşayamayacağı da aşikar olduğuna göre kavak ağacının ortadan kalması doğal. Kavak sonradan konuldu ise  isminin de sonradan verilebilmiş olma ihtimalini düşündürtüyor.

Kavaklı Dede ister bir asker olsun, isterse bir gezici derviş, amacı aynı. Kıbrıs’ta Türkün bekasını sağlamak. Diğer türbe ve tekkelerle birlikte Kıbrıs’ın manevi bekçisi olarak hâlâ görevinin başında.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Muharrem ayına has âdetler

Muharrem ayı bizim için ne ifade eder?
Muharreme has uygulamalar

Taziye ayı denilir. Taziye nedir?

Maktel nedir ve ne için okunur?

Hadikatü’s-Süeada okunması adeti

Aşure nedir?

Aşure ne zaman pişirilir?

Aşure pişirmek ne demek?

Aşurenin tatlı olarak dağıtılması adeti nedir?

Aşure orucu nedir?

Muharremi anlatan çok ilahiler, nefesler

Muhabbet baldan neden tatlıdır?

Muhabbetin sözlüklerde sevgi, aşk, dostluk ve sohbet anlamları var, muhabbet ile bunlardan hangisi kastedilir?
Peygamberimiz ile ilgili söylenen şu söz bize ne der?
Muhammed’den muhabbet oldu hâsıl
Muhammedsiz nuhabbetten ne hâsıl
Tasavvufta ‘Muhabbet ızhar ister, fedakarlık ister” denir. Muhabbette izhar şart mıdır? Şartsa nasıl izhar edilir?
Aşıklar kara baht(ı) olur
Hakk'ın katında kutl'olur
Muhabbet baldan tatl'olur
Yiyemezsin demedim mi
Baldan tatlı olmasına rağmen muhabbettin yenilememesinin nedeni ne olsa gerektir?
Muhabbetin zirvesi “Rıza” imiş. Rıza muhabbette niçin zirvedir?
Genelde hep birbirine benzetilir. Sohbet ile muhabbet arasındaki fark nedir?
Bu ve bunun gibi daha bir çok sorunun cevabı videoda.

ismailgulec.net