Kışın söz verip yazın unutmak

 

-   - Ben de kitabındaki köpek hikayesini açıklayayım sana.

- - Hangi köpek hikayesi?

- - Kışın ev yapacağım deyip yazın yatan köpeğin hikayesini.

- - Onu açıklamamış mıyım?

- - Açıklamışsın ama ben okuyunca başka şeyler düşündüm.

- - Ne düşündün?

- - Kızmazsan söyleyeyim.

- - Kızmam, söyle.

- - Aklıma sen geldin.

- - Ne, ben mi geldim! Ne alakası var oğlum hikaye ile benim durumumun? Bizim çocuklar da bir tuhaf. Hikayeleri okuyunca akıllarına ben niye gelirim, anlamam.

- - Bence var.

- - Saçmalama.

- - Hani kızmayacaktın.

- - Peki kızmıyorum. Ne ilgisi varmış hikayenin benimle.

- - Kızacaksan anlatmam.

- - Tamam oğlum, kızmayacağım.

- - Sen bize bir şeyler yapacağım diye söz veriyorsun, sonra yapmıyorsun.

- - Onun hikaye ile ne alakası var?

- - Sen bazen yurt dışına gidiyorsun, bir iki hafta kalıyorsun ya.

- - Evet.

- - Bizi aradığında bir şey söylüyorsun.

- - Ne diyorum?

- - Gelince şuraya gideceğiz, bunu yapacağız diye birçok şey söylüyorsun.

- - Eee.

- - Geldikten sonra da dediklerini yapmıyorsun.

- - Yapmıyor muyum gerçekten?

- - Yapmıyorsun. İnanmazsan anneme sor.

- - Yapıyorum canım. Şimdi bana haksızlık etme.

- - Hani bizi denize götürecektin gelince? Aquaparka gidecektik bir gün.

- - Bir ara gideriz inşallah.

- - O ara gelmeden kış gelir baba. Sen yine başlarsın yaz gelince şunu yaparız, bunu yaparız.

- - Hay Allah. Gerçekten öyle mi düşünüyorsun.

- - Bir örnek daha vereyim mi?

- - Bir örnek daha mı!

- - Evet.

- - Ver bakalım.

- - Ligler başlayınca sizi maça götüreceğim dedin.

- - Eeee.

- - Şimdi ise sen küçüksün, dayanamazsın, passoligin yok deyip götürmüyorsun.

- - Hı.

Bir şey diyemedim bizim küçük oğlana. Gerçekten haklı mı diye düşünmedim değil. Özellikle okullar açık olduğu dönemlerde yaz gelse de vakit bulup şu makaleyi tamamlasam veya kitabı bitirsem dediğim çok olur. Yaz gelir, bugün yaparım, yarın yazarım, öbürgün tamamlarım derken bir de bakarım okullar tekrar açılıvermiş.

Bizim küçük oğlan haklı olabilir mi? Hikaye aşağıda. Lütfen kararı siz verin...

Ev yapmak isteyen köpeklerin hikâyesi

Kış gelince köpekler o kadar üşür, o kadar üşürmüş ki kemikleri toplanır, derisi büzülür, soğuktan küçücük olurlarmış. O zaman dermiş ki;

- Bu böyle olmayacak, neredeyse soğuktan donacağım. Yaz gelince kendime şöyle taştan, kışın beni soğuktan koruyacak güzel bir ev yapayım da bir daha böyle donmayayım.

Böyle dermiş demesine amma, yaz gelince kemikleri ısınır, gürbüzleşir, irileşirmiş. O zaman kendini büyük görürmüş ve dermiş ki;

- Sen ne iri köpeksin! Bu halinle hangi eve sığarsın?

Böylece bir gölgeye çekilir, tembel, tok ama güçsüz ve bencil olurmuş. Gönlü ona, kış gelecek yine donacaksın, kendine bir ev yap, dermiş; canı da, bu gövde bir eve nasıl sığar, dermiş.

Böyle düşündüğü için kopek, her kış gelince soğuktan donar, baharı dört gözle bekler, yine yaz gelince kendime ev yapacağım, dermiş, yaz gelince de ev yapmaya üşenirmiş. Hayatı böyle geçer gidermiş.

Ne karar verdiniz çok merak ediyorum.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Orhan Camileri ve Özellikleri

Neden Orhan Camileri? Osman veya Beyazıt, Murat vs değil?
Orhan camilerini nerelerde görüyoruz?
Bu camilerin kaç aded olduğunu konusunda elimizde bilgi var mı? Kaçı günümüze ulaştı?
Orhan camilerinin müşterek özelliği nedir?
Orhan dönemine mahsus başka nelerden bahsedilebilir?
Bu camileri yapan ustalar Türk müydü?
Bu camiler daha sonra yapılacak Süleymaniye cami formuna giden cami mimarisi içindeki etkisi oldu mu?
Orhan camileri arasında kiliseden çevrilen var mıydı?
Çandı adı verilen sistem nedir?
Orhan camilerinin resterasyonu konusunda problemler yaşandı mı?
Orhan cami ile Cuma cami arasındaki ilişki verir?
Orhan camilerinin büyüklükleri arasında ciddi fark var mı?
Yıkılıp yeniden yapılanlar var mı?
Bugün köy camileri mimarisi için örnek olabilir mi?
Orhan camilerinin Cuma namazı kılınması dışında bir işlevi daha var mıydı?

Bir vaaz ve nasihat kitabı: Tenbihü'l Gafilin

Tenbihü’l-Gâfilîn vaaz ve nasihat kitabıdır. Maverâünnehir bölgesinde yaşayan ve Türk olması kuvvetle muhtemel olan Ebü’l-Leys, fakihliği ile öne çıkan ancak temel İslam ilimlerinin hemen her alanında eser vermiş velut bir âlimdir. Ehl-i sünnetten, Hanefi fıkhının en önemli ve öncü isimlerinden bir fakih, müfessir, mütekellim/kelamcı ve aynı zamanda bir sufidir. Semerkant ve Belh’te müderrislik yaptığı, ahlak ve irşada dair konularda vaazlar verdiği de eserlerinin üslubundan anlaşılmaktadır.

Ebü’l-Leys’in eserleri, üslubunun akıcılığı, dilinin sadeliği ve tasnifteki başarısı ile dikkat çeker. Halkın seviyesine inerek anlaşılması zor olan meselelerin daha kolay öğrenilmesini sağlar. Sadece ders vermekle meşgul olmamış halkın da eğitimine önem vermiş bir alim. Kitaplarını ayet ve hadise dayandıran Ebu’l-Leys halkın içinde olmasa böyle bir kitap da yazamazdı. Bu yüzden eserleri Endülüs’ten Endonezya’ya kadar yayıldı ve asırlar boyunca İslâm dünyasının birçok bölgesinde Müslüman toplumların İslâm anlayışlarını ve dinî hayatlarını derinden etkiledi.

ismailgulec.net