Kerbelâ’yı kana gark eyledi insan-i hazele

Bugün (18 Ağustos 2021), muharrem ayının onu, aşure günü. Şehadetinin 1382. yılında şehitlerin efendisi Hz. Hüseyin Efendimizi ve tüm Kerbela şehitlerini rahmet ve tazim ile andığımız bugünü anlatan o kadar çok eser ve şiir var ki sadece sıralamak haftaları alır. Ben, binlerce şair arasından pek bilinmeyen birinin Kerbela’yı anlatan bir şiirini size tanıtmak istiyorum.

Genç ve çalışkan araştırmacılardan İlyas Kayaokay’ın neşretmesiyle haberdar olduğumuz İbrahim Kadem, 19. yüzyılda yaşamış, muhtelif kazalarda kaymakamlık yapmış bir bürokrat. Mersiye-i Âl-i Abâ isimli terciibendinde Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi karşısında takındığı tutumu görürüz. Daha fazla anlatmak yerine şiirlerinden muhibb-i ehl-i beyt olduğu anlaşılan bu Osmanlı kaymakamının şiirini ve kısa açıklamasını verirsem daha iyi olacak.

Güzel-i şāh-ı ḥarem māh-ı Muḥarrem güzeli
Ezelī ḥarp idilemezdi bu ayda ezeli
Nice ḥarp itdi Yezīd ḫā‘in-i dīn mübtezeli
Ṭā ḳıyāmet oḳunur nāmına la‘net ġazeli
Eyledi āl-i Resūl dīdelerin hūn-rīzeli
Kerbelā’yı ḳana gark eyledi insān hazeli

Ey haremin şahı olan Hz. Peygamber’in ve muharrem ayının sevgilisi, güzeli. Malum olduğu üzere bu ay savaşmanın yasak olduğu dört aydan biri idi. Bu yasaklara rağmen dine ihanet eden alçak Yezit savaştı. Bundan dolayı da kıyamete kadar onuna adına lanetler okunacak. Çünkü o insanlığın yüz karası, zalim, namert, alçak kalleş Yezit, Kerbelâ’da, Hz. Peygamber’in iki gözüm diyerek sevdiği torunlarının ve onunla birlikte olan masumların kanını döktü.

Ṣana mı ḳaldı cihān öyle mi sandın a Yezīd
Nice itdin o ciger-pārelere ẓulm-i şedīd
La‘net olmaz mı saŋa nāmına ey ḳavm-i pelīd
Şimr-i nādān eline düşdi Ḥüseyn oldı şehīd
Eyledi āl-i Resūl dīdelerin ḫūn-rīzeli
Kerbelā’yı ḳana ġarḳ eyledi insān ḫaẕeli

A Yezid olacak alçak! Cihanın ve saltanatın sana kalacağını mı sandın? Hz. Peygamber’inin ciğerpârem diyerek sevdiği o masumlara nasıl zulmedersin sen! Hüseyin, senin adamın nadan Şemir’in eliyle şehit oldu. A murdarların, alçakların şahı, bundan dolayı sana lanet okunmayacağını mı zannediyorsun! Kıyamete kadar sana lanet edeceğiz. Çünkü o insanlığın yüz karası, zalim, namert, alçak kalleş Yezit, Kerbelâ’da, Hz. Peygamber’in iki gözüm diyerek sevdiği torunlarının ve onunla birlikte olan masumların kanını döktü.

Lāyıḳ olmaz mı Yezīd cānına la‘net diledi
Müslümānım diyerek ref‘-i şerī‘at diledi
Binā-yı ḫānedānı hedm ü hezīmet diledi
Maḥv idüp āl-i ‘Abā kendü meziyyet diledi
Eyledi āl-i Resūl dīdelerin ḫūn-rīzeli
Kerbelā’yı ḳana ġarḳ eyledi insān ḫaẕeli

Yezid’in canına lanet okunmasını istemesi yakışmaz mı? Hem Müslümanım dedi hem İslamı ortadan kaldırmak istedi. Ehl-i beyitten olan herkesi ortadan kaldırmak, yok etmek istedi. Âl-i âbayı öldürmeyi de bir marifet olarak gördü. Çünkü o insanlığın yüz karası, zalim, namert, alçak kalleş Yezit, Kerbelâ’da, Hz. Peygamber’in iki gözüm diyerek sevdiği torunlarının ve onunla birlikte olan masumların kanını döktü.

Bu ne işdir ne cesāret bu ne tedbīr-i ḫaṭā
Bu naṣıl re’y-i muḫālif buŋa kim virdi rıżā
Sed idüp bahr-i Fırāt bendini ḳavm-i süfehā
Ṣu diyü aġlaşaraḳ gitdi cihāndan şüheda
Eyledi āl-i Resūl dīdelerin ḫūn-rīzeli
Kerbelā’yı ḳana ġarḳ eyledi insān ḫaẕeli

Bu nasıl bir iş, Hz. Hüseyin’i öldürmeyi düşünmek ve kalkışmak ne büyük bir hata. Bu nasıl aykırı bir görüş, kim bu görüşe rıza gösterdi? O sefih ve alçaklar güruhu Fırat ile Hz. Hüseyin’in arasına adeta duvar ördü ve su almalarına izin vermedi. O şehitler ise bu dünyadan su diyerek göçtüler. Çünkü o insanlığın yüz karası, zalim, namert, alçak kalleş Yezit, Kerbelâ’da, Hz. Peygamber’in iki gözüm diyerek sevdiği torunlarının ve onunla birlikte olan masumların kanını döktü.

Hele Mervān-ı mār İbn Ziyād ḫā’in-i dīn
Ḥasan’ı zehr ile mesmūm iden ol ḳavm-i la‘īn
Cümlesi oldu şehīd gitdi berâber Ḥüseyin
Yeter ağlama Ḳadem ḳurtuldu Zeyne’l-‘ābidīn
Eyledi āl-i Resūl didelerin ḫūn-rīzeli
Kerbelā’yı ḳana ġarḳ eyledi insān ḫaẕeli

O yılan Mervan, dinin haini Ziyad’ın oğlu. Hz. Hasan’ı zehirleyerek öldüren o lanetlenmiş ailedir. Kerbela’da Hz. Hüseyin ile olanların hepsi şehit oldu. Ey Kadem, sen bunun için çok ağlıyorsun, ama yeter. Artık ağlama. Çünkü Zeyne’l-âbidîn kurtuldu. O kurtulduğu için sevin. Çünkü o insanlığın yüz karası, zalim, namert, alçak kalleş Yezit, Kerbelâ’da, Hz. Peygamber’in iki gözüm diyerek sevdiği torunlarının ve onunla birlikte olan masumların kanını döktü.

Ya Rabbî! Hüznün ve matemin en acı sahnelerinden birini andığımız bu ayda bizi sıkıntı, keder, korku ve endişeden halâs eyle, gönüllerimize genişlik ver. Bizi Yezidîlerin zulmünden ve fıskından koru, Hüseynîlerden eyle ve onlarla birlikte haşret, Amin.




Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Orhan Camileri ve Özellikleri

Neden Orhan Camileri? Osman veya Beyazıt, Murat vs değil?
Orhan camilerini nerelerde görüyoruz?
Bu camilerin kaç aded olduğunu konusunda elimizde bilgi var mı? Kaçı günümüze ulaştı?
Orhan camilerinin müşterek özelliği nedir?
Orhan dönemine mahsus başka nelerden bahsedilebilir?
Bu camileri yapan ustalar Türk müydü?
Bu camiler daha sonra yapılacak Süleymaniye cami formuna giden cami mimarisi içindeki etkisi oldu mu?
Orhan camileri arasında kiliseden çevrilen var mıydı?
Çandı adı verilen sistem nedir?
Orhan camilerinin resterasyonu konusunda problemler yaşandı mı?
Orhan cami ile Cuma cami arasındaki ilişki verir?
Orhan camilerinin büyüklükleri arasında ciddi fark var mı?
Yıkılıp yeniden yapılanlar var mı?
Bugün köy camileri mimarisi için örnek olabilir mi?
Orhan camilerinin Cuma namazı kılınması dışında bir işlevi daha var mıydı?

Bir vaaz ve nasihat kitabı: Tenbihü'l Gafilin

Tenbihü’l-Gâfilîn vaaz ve nasihat kitabıdır. Maverâünnehir bölgesinde yaşayan ve Türk olması kuvvetle muhtemel olan Ebü’l-Leys, fakihliği ile öne çıkan ancak temel İslam ilimlerinin hemen her alanında eser vermiş velut bir âlimdir. Ehl-i sünnetten, Hanefi fıkhının en önemli ve öncü isimlerinden bir fakih, müfessir, mütekellim/kelamcı ve aynı zamanda bir sufidir. Semerkant ve Belh’te müderrislik yaptığı, ahlak ve irşada dair konularda vaazlar verdiği de eserlerinin üslubundan anlaşılmaktadır.

Ebü’l-Leys’in eserleri, üslubunun akıcılığı, dilinin sadeliği ve tasnifteki başarısı ile dikkat çeker. Halkın seviyesine inerek anlaşılması zor olan meselelerin daha kolay öğrenilmesini sağlar. Sadece ders vermekle meşgul olmamış halkın da eğitimine önem vermiş bir alim. Kitaplarını ayet ve hadise dayandıran Ebu’l-Leys halkın içinde olmasa böyle bir kitap da yazamazdı. Bu yüzden eserleri Endülüs’ten Endonezya’ya kadar yayıldı ve asırlar boyunca İslâm dünyasının birçok bölgesinde Müslüman toplumların İslâm anlayışlarını ve dinî hayatlarını derinden etkiledi.

ismailgulec.net