Bosna’da Bir Köy Müzesi

Bosna-Hersek’te, Kaçuni’nin yaklaşık 9 km güneybatısında, 20 dakikalık bir mesafede, Fojnica Beleditesi sınırları içinde bir köy var: Vukeljici. Yaslandığı dağın vadiye hakim bir noktasında bulunan manzarası ve havası muhteşem olan köyde bölgenin en önemli Nakşıbendi Tekkelerinden biri bulunuyor. Tekkeyi ziyaret için gittiğim köyde bir müze görünce şaşırdım. Köydeki müzede ne olabilir diye düşündüm ancak içine girince düşündüğümden ve tahmin ettiğimden çok daha fazlası olduğunu gördüm.

Porodicni muzej (Şeyh Hafız Musa Kjazim Ef. Hadžimejlić Aile Müzesi) adı verilen müzenin bir köye göre oldukça büyük olduğunu, birçok şehirde bile bulunmayacak derecede zengin bir koleksiyna sahip olduğunu söylemeliyim. Müzedeki malzeme ile bir şehirde en az üç farklı müze kurulabilir desem abartmış olmayacağımdan emin olunuz.

Aile Müzesi 1999’da Şeyh Mesud Ef. Kjazim Hadžimejlić (ö. 2009) ve oğulları Ćazim ve Abdusamed Hadžimejlić tarafından kurulmuş. Şeyh Mesud Efendi 1937’de Fojnica Belediyesi’ne bağlıVukeljiçi köyünde doğmuş, ilk dini eğitimini babası Şeyh Hafız Musa Kjazim Efendi’den alır. Medrese tahsilinin ardından uzun yıllar boyunca çeşitli bölgelerde imamlık, müderrislik ve vaizlik görevlerinde bulunur. 1960’lı yıllarda gittiği Suriye’de Nakşibendî usulünce sülûkunu tamamlar ve şeyhlik icazetnâmesini alır. Daha sonraki yıllarda önce Rifâî (1989), daha sonra Mevlevî (2001) tarikatlarında hilâfetnâme alarak bu manevî silsileleri Bosna-Hersek’te temsil eder.

Şeyh Mesud Efendi hayatı boyunca tekkelerin, derviş geleneklerinin ve tasavvufî mirasın korunmasına büyük katkılar sağlamış, çalışmalarıyla Bosna tasavvuf tarihinde müstesna bir yer edinmiş mutasavvıf bir alimdir.

Hacımeyliç Ailesi

Vukeljići'deki Nakşibendi Tekkesi 1780’de Şeyh Hüseyin Baba Zukić (ö. 1799) tarafından kurulmuş. Şeyh Hüseyin Baba İstanbul’da Müceddidî tekkesi şeyhi Hafız Muhammed Hisarî’ye (ö. 1785) intisap eder. Şeyhinin tavsiyesiyle gittiği Konya’da üç yıl kaldıktan sonra Türkistan’a giden Şeyh Hüseyin Baba Bahaüddin Nakşıbendi Hazretlerinin türbesinin bulunduğu Kasr-ı Arifan’da yedi sene kaldıktan sonra önce İstanbul’a sonra da Bosna’ya döner ve doğduğu köyde bir cami inşa eder ve bir Nakşi tekkesi kurar. Vefat edince de tekkesinin haziresine defnedilir.

Şeyh Hüseyin Baba’dan sonra Oğlavak tekkesi şeyhi Şeyh Abdurrahman Sırrî’nin (ö. 1837) müridi Hacımeyliç ailesinin atası Şeyh Meylî Baba’yı 1837’de tekkeye şeyh olarak görevlendirir. Şeyh Meylî Baba, Şeyh Hüseyin Baba’nın oğlunun kızı ile evlenir ve bu evlilikten Hasan ve Hüseyin adlarında iki oğlu olur. 1854’te vefat edince yerine büyük oğlu Hasan Hacımeyliç (ö. 1899) geçer.

Daha sonra sırasıyla şu zatlar postnişîn olur: Hasan Baba’nın kardeşinin oğlu Şeyh Muhammed (ö. 1919), Hasan Baba’nın ortanca oğlu Şeyh Abdullatif Hacımeyliç (ö. 1951), Hasan Baba’nın büyük oğlu Şeyh Kâzım Hacımeyliç (ö. 1963) ve onun oğlu Şeyh Mesud Hacımeyliç (ö. 2009).

Tekkenin manevî mirasını günümüze kadar koruyan Hacımeyliç ailesi,, bu geleneğin hatırasını yaşatmak amacıyla Şeyh Mesud Ef. Hacımeyliç ve oğulları tarafından Şeyh Hafız Musa Kjazim Ef. Hadžimejlić Aile Müzesi kurar.

Müze

Müzenin kurucu ailesi Hacımeyliçler aynı zamanda Vukeljici medresesi ve mektebinin de kurucusudur. Bu aile asırlar boyunca hem ilmî hem de tasavvufî geleneğin aktarılmasında önemli bir rol oynamış; birçok neslin yetişmesine, pek çok âlim ve hocanın ortaya çıkmasına vesile olmuştur Dolayısıyla müzede sergilenen eserler aynı zamanda Hacımeyliç ailesinin de tarihî ve kültürel birikimini yansıtır.

Bir zamanlar mesken olarak kullanılan müze üç katlı ve her kat odalara göre bölümlere ayrılmış. Her bir bölüm aynı zamanda müstakil bir müze sayılabilir. Etnografya müzesi, tekke müzesi, hat müzesi, yazma eserler kütüphanesi olmak üzere dört farklı müze kurubilecek kadar geniş bir koleksiyona sahip. Eserlerin çokluğu nedeniyle bazıları üst üste veya yan yana yerleştirilmiş; yer darlığından ötürü kimi eşyalar bir müze salonundan ziyade bir koleksiyon deposu düzeninde dolaplarda sergileniyor.

Boşnak kültürüne ait geleneksel erkek, kadın ve çocuk kıyafetleri, geleneksel tarzda tefriş edilmiş odalar, mutfak eşyaları, sırlı tabaklar, porselen ve seramik kaplar, cam mamüller, kahve değirmenleri, bakır tencere, tava, ibrik ve şamdanlıklar, yataklar, işlemeli örtüler ve kumaşlar etnografya kısmını oluşturuyor. Sadece bakır eşyalar bile müstakil bir müze kurulabilecek zenginliktedir.

Silahların olduğu bölümden son iki asırda kullanılan silahların tarihi gelişimini takip etmek mümkün. Saat koleksiyonu ve müzede yer alan daktilolar aracılığıyla da kısa bir daktilo tarihini gözlemlemek mümkün.

Saat Koleksiyonu Kısa bir daktilo tarihini müzedeki daktilolardan takip etmek mümkün. Derviş ve şeyh kıyafetleri, tac ve takkeleri, tekkede kullanılan eşyalardan bir tasavvuf kültürü müzesi çıkartılabilir.

Balkanlar'daki en büyük koleksiyonlarından biri olduğu söylenen meşhur hattatlar tarafından yazılmış sülüs, talik, nesih yazı biçimlerinde yazılmış hatların olduğu levhaların ancak bir kısmı sergilenebilmiş. Ayrıca uluslararası ve yerel ebruzenler tarafından yapılmış ebrular da zikredilmeye değer.

Müzenin en değerli parçaları arasında bir kısmı sergilenen fermanlar, beratlar, ahidnameler de bulunuyor. Aralarından 200 yıl öncesine ait olan harita koleksiyonu ve aynı zamanda birer belge olan bu eserler görülmeden ve okunmadan Bosna tarihi yazılamaz.

Farklı tekniklerde yapılmış 630 resim de müstakil bir resim müzesi oluşturacak mahiyette. 300’ü aşkın halı koleksiyonun da bir halı müzesi olabileceğini söylememe gerek yok.

Müze bir ailenin iki asırlık tarihi olduğu kadar Bosna’da kültür, eğitim, sosyal hayat ve tekke kültürünün ve tasavvufi geleneğin de tarihidir. Bu değerli hazineyi daha çok insanın ziyaret edebilmesi için büyük şehirlerden birinde bir müze açmakla mümkün. Türbede sergilen ve sergilenmeyen eserlerle mevcut türbeyi bozmadan yapmak da mümkün.

Bu eşsiz kültürel mirasın korunmasına ve yaşatılmasına emek verenleri rahmet ve minnetle yâd ediyorum.




Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Türk tarihi atlas olmadan yazılamaz, anlaşılamaz!

Atlas neden hazırlanır?
Atlas bir millet için ne ifade eder?
Atlas kullanmak bir tarihçi için neden önemlidir?
Atlası sadece tarihçiler mi kullanır?
Bir atlas nerelerde ve nasıl kullanılır?
Atlas olmadan Türk tarihi anlaşılır mı?
Atlasın Türk tarihi için önemi
Petroglif ve atlas ilişkisi
Türklerin ata vatanı
Türkiye’nin atlası sınırlarından çok daha büyük

Seyahat etmek için çok paraya ihtiyaç yok

Bir seyahete nasıl hazırlanılır?
Bir seyahatte en çok nelere dikkat edilir?
Saraybosna’da en etkileyici şey
Mostar, Travnik, Srebrenitsa ne anlam ifade eder?
Fas’ta en etkileyici şey
Mısır’da görülesi yerler
Özbekistan’da görülesi yerler
Tunus’ta görülesi yerler
Suriye’de görülesi yerler
Tanzanya’da görülesi yerler
Karadağ’da görülesi yerler
Makedonya’da görülesi yerler

ismailgulec.net