Pirî Paşa Camii ve Türbesi

Camii bulmak o kadar kolay değil, Lefke’nin çarşısını geçip yukarı doğru tırmanıyorsunuz. Sağınıza mahkeme ve kaymakamlık binasını alıp devam edince yol ileride üçe ayrılıyor. Siz en soldakine girip devam edince camiin önüne geliyorsunuz. Yol dar olduğu için park sorunu yaşayabilirsiniz ama dert etmeyin. Az ileride de dursanız yakın olduğu için yürüyerek gelebilirsiniz.

Camie adını veren paşa

Camie Yukarı Cami ve Osman Paşa Camii adları da verilmekle birlikte en çok kullanılan ismi Pir Paşa Camii. Daha doğrusu Piri Mehmet Paşa Camii.

Camie isim verenin kabri bugün kendisinin yaptırdığı Silivri’deki külliyede. Kıbrıs’ın fethinden sonra Lefke Baf’a bağlanmış ve Yavuz’un ve Kanunî’nin sadrazamlığını yapan Piri Mehmet Paşa’nın (ö. 1532) Kıbrıs’ın fethine katılan torunu Ebubekir Bey de Baf sancaktarı olarak atanmış. Ebubekir Bey’in Lefke’yi ziyaretinde harap halde gördüğü bu camii yeniden inşa ettirip hürmeten dedesinin adını verdiği yazılı kaynaklarda. Ebubekir Bey dedesi kadar çok meşhur olmadığı için kaynaklarda hakkında bilgi yok. Daha derin ve geniş bir araştırmaya ihtiyaç var kim olduğunu tam olarak öğrenebilmek için.

Bu durumda camiin tarihinin çok eskilere gitmesi gerekiyor. Kaynaklarda Emeviler dönemi yazıyor ama bana bu iddia pek makul gelmedi. Kıbrıs’ın güneydoğusundan giriş yapan Arapların buralara kadar gelmesi ve bir cami inşa edecek kadar kalmış olmaları kaynaklarda pek geçmiyor. Belki bir namazgah veya mütevazi bir mescit olabilir.

Kaynaklarda kiliseden camie çevrilmiş olduğu da yazılı. Hatta kilisenin adı da Aya Yorgi imiş. Ancak camii görünce kiliseden dönme olduğunu gösteren bir işaret göremedim. Mihrap kısmına bakan duvarlara arka taraftan bakıldığında kalıntılar farkediliyor. Muhtemelen harap olmuş ve yıkılmaya yüz tutmuş veya kısmen yıkılmış bir kilise iken yıkıntılarından camii inşa edildi. Yoksa adanın dört bir yanında hiçbir kiliseyi cami yapmak için yıkmayan Türkler burasını niye yıksınlar?

Adak yeri: Osman Paşa’ya ait mezar

Camie doğu istikametindeki yol tarafından girince hemen solda demir şebekeli kapıdan girilen bir bölüm var. Burada ayak taşı muhteşem işlemeli, yeşil bir sarık sarılmış şahidesi olan ve üzeri mumlarla dolu bir mezar var. Osmanlı taş işleme sanatının İstanbul’da bile nadir görülen bir örneği olan bu mezar ne camiin banisine ne de bir şeyh efendiye ait. Bu muhteşem mezar Osman Paşa adında bir bürokrata ait. Bir bürokratın mezarı neden adak yeri olsun, sorusu aklımıza takılmadı değil.

Talihsiz Osman Paşa

Osman Paşa’nın talihi Kıbrıs’a atanmasıyla dönmüş. Yazılanlara göre Tanzimat Fermanı’nın ilanını müteakip fermanı uygulamak üzere Kıbrıs’a gönderilmesiyle başlamış Osman Paşa’nın sonu. Adaya vardığında tesiri daha sonra hissedilen bir zehir sonucu zamanla kendini kötü hissetmesi, havasının daha iyi geleceği düşüncesiyle Lefke’ye gönderilmesi ve burada da hayatını kaybetmesi üzerine de camiin yanındaki mezarlığa defnedilmesi. Niçin öldürüldüğüne dair iki farklı görüş var. İlki rumlar tarafından zehirlenmesi. Diğeri ise çok güzel olduğu söylenen karısında gözü olan bir arkadaşı tarafından öldürülmesi. Hazreti Davud’un hikayesini hatırlatıyor, Sanki biraz ondan uyarlanmış gibi. Osman Paşa'nın bu hikayesinden ehlinin eline geçerse çok güzel bir film olur. Kim bilir, belki günün birinde birileri yapar.

Osman Paşa ile karısı arasında büyük bir aşk olmalı. Kocasının ölümünün ardından İzmir’e giderek mezar taşlarını yaptırıp buralara gönderen ve diktiren bir hanımdan bahsediyoruz. Ayak taşının üzeri sarmaşık ve farklı çiçek motifleriyle işlenmiş. Şahidesi ise muazzam bir taş üzerine hat kazıma örneği. Halkın herhangi bir dini ve manevi yönü olmayan bir mezara bu kadar ilgi göstermesi ve adaklarda bulunması muhtemelen onların hayran olunası aşklarının tesiriyle olsa gerek.

Halkın ilgisi güzel ama mezara zarar verecek derecede olması pek güzel değil. Hemen yan tarafında bir mumluk olduğu halde böyle muhteşem bir eserin baş ve ayak taşlarının önünde ve ardında devamlı mum yakılması o güzelim şahideleri karartmış.

Camiin avlusunda başka mezarlar da var. Bu bölgede ve camide görev alan zevatın ve yakınlarının mezarı genellikle bunlar. Camiin hemen yanında da mezarlık varmış ama zamanla ortadan kaldırılmış.

Camiin yanında bir yerde bir de medrese inşa edildiği söylense de bugüne kalmış bir şey göremedim. Muhtemelen küçük bir yapı idi ve zamanla ya yıkılmış ya da bir başka amaçla kullanılmış olmalı.

Nasıl bir cami

Her şeyden önce klasik bir Kıbrıs Türk mimari eseri olduğunu söyleyelim. Camiin kıble-mihrap yönünün dar kısmını oluşturduğu kesme taştan yapılmış dikdörtgen bir yapı. Üstü klasik kubbesiz Kıbrıs camiileri çatısı. Giriş tarafında ilk cemaat mahfili ahşap kafes parmaklıklar ile kapatılmış. Tezyinat bakımından sade, ferah ve rahat bir cami. Hemen kuzeyinde ise sempatik bir minare var. Son cemaat mahallinden girilen minarenin içi kuş yuvası ile dolu. Rahat çıkılan bir merdiveni var ve şerefesinden deniz ve Lefke bir arada görülüyor, manzara muhteşem gerçekten.

Eh, artık bu kadar anlattıktan sonra gidip görmek istersiniz, değil mi?





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Bir hadis alimi nasıl yetişiyordu?

İslam Dünyasında İlim Tahsili
08:15 "Ravi" Kitabının Yazılış Serüveni
19:00 Basra, Kufe, Yemen Hadis İlmi İçin Önemli Merkezler mi?
38:00 Hadis Ravisinde Aranan Şartlar Nelerdir?
41:00 Hadis Ravilerinin Yolculukları Nasıl Gerçekleştirildi?
44:00 Türk ve İslam Dünyasında Kervansaraylar
50:00 Hicri İkinci Asırda Hadis Dersleri Nerede ve Nasıl Veriliyordu?
54:00 Hadis Halkaları Nedir?
01:01:00 İslam Dünyasında İlim Tahsili
01:07:00 Hicri İkinci Yüzyılda Hadis İlminde Müzakere
01:22:00 Bir Hadisin Sahih Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılırdı?

Bayramdaki hikmet ve irfan

02:10 Dini Bayramları Nasıl Kutlarız?

03:45 Ramazan Bayramına Neden "Id-ı Fitr" Denilmiştir?

04:40 Bayramlar Bizim İçin Neden Önemlidir?

10:15 Arifler Bayrama Nasıl Hazırlanır?

29:45 Gökten İnen Sofra (Maide Suresi) Kur'an'da Nasıl Geçiyor?

53:20 Çocuklar İçin Bayram Ne Anlama Gelir?

ismailgulec.net