Özgeçmiş
...
Ben de arkadaşıma deveyi sordum. Deve deyince aklına ne geliyor, dediğimde bana deve dikeninden başladı, deva tabanına kadar gitti. Deveye boynun neden eğri diye sormuşların üzerinden geçtikten sonra, develerin tellalliğinden dem vurdu ve kainatın efendisi peygamberimizin hırkasının deve yününden olduğunu hatırlattı. Bunun üzerine birisi sana deve derse kızar mısın, diye sordum. O da çok kızmayacağını, ama üzülebileceğini söyledi. Devenin içinde saflığı barındırdığı için çok kızamadığını ancak iri-yarı olmak anlamının kendisini üzeceğini söyledi. Bunun üzerine ona Mesnevi’de yer alan aşağıdaki hikayeyi okudum.
Katır ile devenin arkadaşlığı
Bir katır ile bir deve arkadaş olmuş. Birlikte yolculuğa çıkmışlar. Deve iniş ve yokuşlarda, düzgün ve çakıllı, kumlu yollarda pek rahat gidermiş. Buna karşın katır yokuş çıkarken zorlanır, inerken yuvarlanırmış. Devenin bu rahat ve sakin yürüyüşünü görünce dayanamamış, sormuş:
- Deve kardeş! Sen iyi bir yol arkadaşısın. Sen yokuşlarda, inişlerde, sarp yollarda düşmeden güzelce gidiyorsun. Ben ise yolunu şaşırmış kimse gibi tepetaklak oluyorum. İster kuru yol olsun, isterse çamurlu, her zaman yüzükoyun düşüyorum. Lütfen söyle bana, sen nasıl oluyor da düşmeden gidiyorsun. Söyle, ben de bileyim, artık düşmeyeyim.
Arkadaşı katırın bu durumuna üzülen deve ona cevap vermiş:
- Ey bahstsız arkadaşım, benim gözüm seninkinden daha parlak. Ayrıca boynum uzun olduğu için yüksekten bakmakta. Yüksek bir tepeye çıktığımda patikanın sonunu görürüm. Allah, tüm yollarının iniş ve çıkışını bana gösterir. Ben her adımımı görerek atarım. Onun için sürçmekten ve düşmekten kurtulurum. Oysa sen üç adım ötesine bakmazsın. Yemi görürsün ama altındaki tuzağı görmezsin. Şimdi sen cevap ver. Oturmada, yürümede hiç gözü gören ile görmeyen bir olur mu?
Bu hikayeyi okuduktan sonra da şu açıklamları yaptım.
Yolculuğa çıkmak: Beraber yaşamak, birlikte bir iş yapmak.
İnişli çıkışlı yollar: Hayatın zorlukları ve kolaylıkları.
Çakıllı ve sarp yollar: Hayatta karşımıza çıkan zorluklar.
Yüzükoyun yere düşmek: Zorluklar karşısında bunalmak, ne yapacağını bilememek.
Sonra da hikayede isimleri geçen hayvanları anlattım.
Deve: Akıllı, bilgili, irfan ve basiret sahibi kimse. Acele etmeden, kızmadan, hiddetlenmeden işlerini yapan, bir iş yapmadan once hesap eden, düşünen ve ona göre hareket eden kimse. Hadis-i şerif bu kimseleri şöyle tarif eder:
İnananlar yumuşak huylu, yavaş tabiatlı olur. Güzel yürüyen ve çekince gelen deveye benzerler.
Katır: Ahlaksız, geçimsiz, dikkatsiz, düşünmeden hareket eden, hiddetlenince ne yapacağını bilmeyen cahil kimseler.
Bütün bunları okuduktan sonra arkadaşa dönerek tekrar sordum; Birisi sana deve derse kızar mısın?
Sizce ne cevap vermiş olabilir?
İsmail GÜLEÇ
...
Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.
Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.
Youtube videolarını izleyebileceğiniz, A'mâk-ı Hayal Sohbetleri, Kültürümüzde Şiir ve Mûsikî (TRT Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav TV) ve Mürekkep Damlaları (Vav Radyo)'ni dinleyebileceğiniz sayfadır.
Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...
Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.
Nasreddin Hoca biçim için neden önemli?
Nasreddin Hoca fıkraları nerelerde neden anlatılır?
Bir fıkranın Nasreddin Hoca’ya ait olup olmadığını anlamak mümkün müdür?
Fıkralardaki hikmet:
Yürüyüşünü görmem lazım
Komşular
Eşeğe yazık olur
Nasrettin Hocanın atı
Hatim bile indiririm
Cemal Aydın tercümesinin diğer tercümelerden farkı
Mesnevî ile Batı klasikleri arasındaki farklar ve benzerlikler
Simyacı meşhur ve çok satan bir roman. Mesnevi’den mülhem midir?
Mesnevî neden bir şaheserdir?
Divan-ı Kebir’in Mesnevî’den farkı nedir?
Mevlana ve eserlerini okuduktan sonra müslüman olan Batılı var mı?
Mesnevî bize neyi öğretir? Onu okuyanlar ne kazanır?
Müstehcen fıkralardan dolayı eleştirenler var. Bu tür fıkraların yer almasının sebebi
Mehmet Akif, Tanpınar gibi büyük edebiyatçılar da Mevlana’ya hayranlar. Neden hayran oldular?
Mesnevi okuyanın ruh sağlığı yerinde olur
Mevlana denildiği için eleştiriler var. Mevlana’ya neden Mevlana deniliyor?
Batılıların Mevlana’ya ve eserlerine olan ilgisinin sebebi nedir?
Bizdeki bu Batı karşısında ezik duruşun sebebi
Mevlana şair midir, sufi midir, âlim midir, müderris midir?
Mevlana’dan etkilenen Batılı düşünür ve yazarlar
Mevlana hümanist miydi?