Halil İnalcık’ın ardından

Halil İnalcık’ın hayatında önemli isimlerden biri de Abdülbaki Gölpınarlı’dır. Balıkesir Lisesinin genç edebiyat hocası, İnalcık’taki cevheri görmüş ve İnalcık, Gölpınarlı'nın en has talebelerinden biri olmuştur. İnalcık, Gölpınarlı’dan Klasik Türk Edebiyatının inceliklerinin yanında Farsça da öğrenmiş. Öyleki henüz lise öğrencisi iken en büyük hobisi Türk şairlerinin Farsça divanlarını okumak imiş. Hoca’yı çok sevmesine ve edebiyatta başarılı olmasına rağmen İnalcık Tarih bölümünü seçerek bugünlere giden yoldaki yolculuğu başlamış.

Tarihçiliğini herkes biliyor. O yüzden ne dersek eksik kalacak. Biz Halil İnalcık’ın edebiyatçı yönünde duralım. Halil İnalcık’ın Halil mahlasıyla yazdığı şiirleri bir divan oluşturacak kadar çok. Şairliği hakkında az da olsa bir fikir vermesi bakımından bir dörtlüğünü sizinle paylaşıyorum.

Kıt’a

Ehl-i fânîden nice cân nice cânânlar geçer

Bezm-i işretten acep mestâne yârânlar geçer

Bir nefestir cânımız yâr leblerinde ber-karâr

Hey bu fânûs-ı safâ bir gün söner, cânlâr geçer

Halil İnalcık Balıkesir yıllarında yazdığı şiirlerini kaybettiği için hayıflanmaktadır. Ama çok şükür sonraki yıllarda yazdığı şiirler bugün elimizde. Daha doğrusu Murat Bardakçı’nın elinde. Kendisi istemediği için Bardakçı şiirlerini yayınlamadı hiç. Artık vefat ettiğine göre Murat Bardakçı, Hoca’nın şiirlerini yayınlar. Ve yine ondan Halil İnalcık’ın edebi yönünü anlatan bir yazı beklediğimizi belirteyim.

Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Cudi Dağı ve Cizre'yi yakından tanıyalım.

Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi

Kısas-ı Enbiya

Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.

Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.

ismailgulec.net