Üç İsmail

İkisinin bir özelliği daha var, ikisi de Mahir İz hocanın sohbet halkasında bulunmuş. Ben sadece eserlerinden ve dinlediklerimden biliyorum Mahir İz hocayı. Maddeten o sohbetlerde bulunup feyz almasam da İsmail amca ve hocam sayesinde manen çok istifade ettim. kendimi o halkaya aitmiş gibi hissettim.

Ben ulemaya hürmet ve hizmetin nasıl olduğunu İsmail amcada gördüm. İsmail Erünsal’ın İsmail amcadan isteyip de alamadığı, söyleyip de yaptırmadığı hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Kemalpaşazade’nin ilmiye sınıfına nasıl intisap ettiğini az dinlemedim. Erünsal hocamın Enderun’a her gelişinde Osmanlı ulemasının bir meclise girdiğinde gösterilen izzet ü ikramın bir benzerini görürdüm. Sadece İsmail Erünsal değil Halil İnalcık, Turhan Baytop, Nejat Göyünç gibi büyük alimler geldiğinde de aynı şekilde hürmet ederdi. Onun ulemaya gösterdiği hürmetin bir benzerini bir başka yerde görmedim. Bundan sonra görme konusunda pek ümitvar değilim.

İsmail amca ulemaya hizmet etmekten asla yüksünmez, onlarla sohbet etmekten büyük zevk alırdı. Araştırma görevlisi olduktan sonra yanına gittiğimde benim kendisine çay vermeme itiraz etmiş, sen artık ulema sınıfına dahil oldun, çay vermen doğru değil, diye almak istememişti. Sizin ulemaya gösterdiğiniz saygıyı ben ustama göstermeyeyim mi, deyince de izin vermişti. Yanımızda özellikle öğrenciler varken benden hiçbir şey istemezdi. Şimdi böyle ince düşünenler kaldı mı bilmiyorum.

Hocam da İsmail amcayı hiç kırmaz, onun her sorduğu suale cevap vermekten ictinap etmezdi. Yaşça küçük olmasına rağmen İsmail amcayı eleştirir, İsmail amca da hocamın eleştirilerine en ufak bir itiraz da bulunmazdı. İkisi arasındaki bu muhabbet ve hürmete daima hayran olmuş ve gıpta etmişimdir.

İsmail Erünsal hocamın akademik yönünü takdir etmekten aciz olduğumu biliyorum. Haddim de değil ayrıca. Onun çalışmalarının önemi kendisinden sonra çalışacaklara alan açması, hiç çalışılmamış konularda abidevi eserler ortaya koymasıdır. Üzüntüm hocama layık bir öğrenci olamamak. Onun gibi çalışmalar yapamayacağımı biliyorum. Ama en azından benden sonraya kalacak bir çalışmam olabilirdi.

Allah lütfetti fakire ama şairin;

İtlâf-ı vakt eyleme fasl-ı şebâbda
Kesb-i ma’ârif eyliyegör kâr vaktidir

Uyarısına rağmen kıymetini bilemedik ve layıkı ile istifade edemedik. Ne diyelim, yanlarında bulunmak ve tanımak bile benim için büyük nimet idi.

İsmail amcama Allah’tan rahmet, değerli hocama sıhhatli, bereketli ve uzun bir ömür diliyorum.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Hz. Musa yaşadı mı?
Kur'an ve Tevrat'a göre Hz. Musa

Prof. Dr. Hakan Olgun, Mısır efsanelerine göre Hz. Musa ile ilgili anlatılan kıssaların doğruluğunu tartışıyor. Horus başta olmak üzere Mısır mitolojinin temel figürleri üzerinde duruyor.

05:00 Mısır mitolojisi bağlamında Hz. Musa

12:00 Kur'an kıssalarının mahiyeti

42:00 Mısır'ın politik ideolojisi

46:00 Kadim Mısır'ın Ma'at doktrini'nin toplum üzerindeki etkisi

51:00 İbranilerin Mısır'daki tarihsel varlığı

58:00 Kur'an ve Tevrat'ta Hz. Musa

01:25:00 Hz. Musa ve Çoban kıssası

Özer Ravanoğlu'nun Türkistan Hatıraları

Uzun yıllar Kırgızistan ve Kazakistan'da bulunan Özer Ravanoğlu'nun hatıralarını anlattığı programda değinilen konulardan bazıları şunlar:

Orta Asya bozkırında bir ülke: Kırgızistan

10:00 Orta Asya'daki mimari eserlerin yapım süreçleri

20:00 Yiğitbaşı Murat ve Beş Arkadaşının hikayesi

40:00 Ahıska Türklerinin yaşadığı zorluklar

55:00 Kültür ve Sanatta Kırgızistan

01:21:00 Türk dünyasının ünlü yazarı: Cengiz Aytmatov

ismailgulec.net