Okunmayan sadece sala mı?

Son yıllarda eski gelenekleri ihya etmeye başladık. Bunlar arasında çocuklara ve toplumlara yönelik olanların yanı sıra dini hayata dair olanlar da var. Gerçi televizyon ve internet alışkanlıklarımızı biraz değiştirdi. Mukabeleleri sahurdan sonra camie gidip namazı beklerken yapanlarımız azaldı, evde televizyonlardan takip edenlerimiz çoğaldı.

Bazı geleneklerimizi ise evde yapmamızın imkânı yok. İyi ki de yok, onları da evlerimizde yapardık, emin olun. Ramazan'da Enderun usulü teravih kılmak mesela. Birkaç seneden beri duyduğumuz ve gördüğümüz bu usul genel kabul gördü ve yaygınlaştı.

Ramazan geleneklerinden biri de sahurda sala vermek idi. Benim çocukluğumdan aklımda kalan Cuma ve bayram salaları da var. Daha önceleri Perşembe akşamları yatsı namazlarından önce de sala okunurdu. Bir de bazı mübarek gün ve gecelerinin akşamı.

Bunlar vakte bağlı olarak okunan salalar. Bir de bir olaya bağlı olarak okunan salalar var ki en yaygını cenazeler için okunanları.

Yunus öldü deyü sala verirler

Denildiğinde göre bizde, birisi vefat ettiğinde sala okuma bin yıldan beri geleneği var. Tabi bir de savaş, afet, toplumu derinden etkileyen olaylar vuku bulduğunda okunurdu. En son 15 Temmuz gecesi okunmuştu. Hâlâ kulaklarımdadır o salalar. Hayatımda daha önce hiç hissetmediğim duyguları yaşamıştım o gece salaları dinlerken.

Sala okumak caiz midir, dinde yeri var mıdır tartışmalarına girmek benim haddim değil. Ben Osmanlı geleneğine bakarım ve Osmanlı yapmışsa caiz olduğunu düşünürüm. Binlerce yıldır, yüzlerce ulemanın gözü önünde devam eden ve hiçbir şey denilmeyen uygulama hakkında Kuran'ı mealinden okuyarak hüküm çıkaran nevzuhur allamelerin sözlerine itibar edecek kadar da bunamadım çok şükür.

Şimdi salaları eskisi kadar duymuyoruz. Cuma salaları ile birlikte perşembe akşamları yatsı namazlarından önce sala okuma geleneği ihya edilse ne güzel olur. Perşembe geceleri okunan salalar bize cumanın geldiğini hatırlatırdı. Cuma ise büyük gün.

Salalar minarelerden kesilince Kuran da ele alınmamaya başladı. Rahmetli babam perşembe akşamları mutlaka Kuran okurdu. Biz ise uzun süre Kurtlar Vadisi seyrettik. Kim bilir, belki Perşembe salaları başlasa bizler de babalarımız gibi televizyon karşısından Kuran'ın karşısına geçeceğiz.

Geleneğin ihyâsı insanımızın ihyâsıdır. Hadi Diyanet, bizi ihya et. Cumanın geldiğini bize perşembeden hatırlat.





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Hz. Musa yaşadı mı?
Kur'an ve Tevrat'a göre Hz. Musa

Prof. Dr. Hakan Olgun, Mısır efsanelerine göre Hz. Musa ile ilgili anlatılan kıssaların doğruluğunu tartışıyor. Horus başta olmak üzere Mısır mitolojinin temel figürleri üzerinde duruyor.

05:00 Mısır mitolojisi bağlamında Hz. Musa

12:00 Kur'an kıssalarının mahiyeti

42:00 Mısır'ın politik ideolojisi

46:00 Kadim Mısır'ın Ma'at doktrini'nin toplum üzerindeki etkisi

51:00 İbranilerin Mısır'daki tarihsel varlığı

58:00 Kur'an ve Tevrat'ta Hz. Musa

01:25:00 Hz. Musa ve Çoban kıssası

Özer Ravanoğlu'nun Türkistan Hatıraları

Uzun yıllar Kırgızistan ve Kazakistan'da bulunan Özer Ravanoğlu'nun hatıralarını anlattığı programda değinilen konulardan bazıları şunlar:

Orta Asya bozkırında bir ülke: Kırgızistan

10:00 Orta Asya'daki mimari eserlerin yapım süreçleri

20:00 Yiğitbaşı Murat ve Beş Arkadaşının hikayesi

40:00 Ahıska Türklerinin yaşadığı zorluklar

55:00 Kültür ve Sanatta Kırgızistan

01:21:00 Türk dünyasının ünlü yazarı: Cengiz Aytmatov

ismailgulec.net