Doçentlik mülakat sınavı kalkmalı mı?

Arkadaşım ilk şaşkınlığını sınavını yapmaya gittiği adayın odasının kapısındaki tabelayı görünce yaşamış. Adayın isminin önünde doçent yazıyormuş. Aday bu unvanı kullanmakta haklı, çünkü ÜAK kendisine bu unvanı almaya hak kazandığını bir belge ile bildirmiş. O belgeyi aldıktan sonra artık o aday doçent ve unvanını kullanmak onun ve onun durumunda olanlar için gayet normal.

Arkadaşımız o anda niye buraya geldim diye kısa süreli de olsa düşünmüş. Derken sınava girmişler. Aday kazanacak performansı göstermemiş. Eski durumda olsa kesinlikle kalırmış. Ancak üyeler sınav sonunda yaptıkları değerlendirmede adayın zaten doçent olduğunu, odasına tabelayı asmış birini bırakmaları durumunda adayın içine düşeceği durumu düşünmüşler. Ayrıca ilan edilen kadronun yanması da söz konusu olunca, üstüne bir de altı ay sonra aynı sınava aynı yerde tekrar yapmak durumu da olunca tüm jüri adayı başarılı bulmuş.

Arkadaşımı dinledikten sonra doçentlik mülakat sınavı hakkındaki kanaatim değişti. Bu haliyle mülakat yapmanın devlete zararı var çünkü jüri üyelerinin ulaşım ve konaklama masraflarını karşılıyor. Jüriye zararı var çünkü eğitim-öğretimin ortasında onca işlerinin arasında bir günleri boşa gidiyor. Kadro ilan eden üniversitenin zararı var, bir sürü gereksiz bürokrasi ile uğraşıyor. Eskiden aday jürinin ayağına giderken bu defa jüri adayın ayağına gidiyor ve bu durum da ayrı bir rahatsızlığa neden oluyor.

Son söz: Doçentlik mülakat sınavı bu haliyle amaca hizmet etmiyor ve mülakat sınavı yapmayan üniversiteler daha akıllıca davranmış görünüyor. Peki ne yapmalı?

Ya eskisi gibi unvan verilmeden mülakat olmalı ya da unvan verildikten sonra sınav yapılmamalı, vesselam.

 





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Hz. Musa yaşadı mı?
Kur'an ve Tevrat'a göre Hz. Musa

Prof. Dr. Hakan Olgun, Mısır efsanelerine göre Hz. Musa ile ilgili anlatılan kıssaların doğruluğunu tartışıyor. Horus başta olmak üzere Mısır mitolojinin temel figürleri üzerinde duruyor.

05:00 Mısır mitolojisi bağlamında Hz. Musa

12:00 Kur'an kıssalarının mahiyeti

42:00 Mısır'ın politik ideolojisi

46:00 Kadim Mısır'ın Ma'at doktrini'nin toplum üzerindeki etkisi

51:00 İbranilerin Mısır'daki tarihsel varlığı

58:00 Kur'an ve Tevrat'ta Hz. Musa

01:25:00 Hz. Musa ve Çoban kıssası

Özer Ravanoğlu'nun Türkistan Hatıraları

Uzun yıllar Kırgızistan ve Kazakistan'da bulunan Özer Ravanoğlu'nun hatıralarını anlattığı programda değinilen konulardan bazıları şunlar:

Orta Asya bozkırında bir ülke: Kırgızistan

10:00 Orta Asya'daki mimari eserlerin yapım süreçleri

20:00 Yiğitbaşı Murat ve Beş Arkadaşının hikayesi

40:00 Ahıska Türklerinin yaşadığı zorluklar

55:00 Kültür ve Sanatta Kırgızistan

01:21:00 Türk dünyasının ünlü yazarı: Cengiz Aytmatov

ismailgulec.net