Kayseri, Kays’tan gelmesin!

Bir dağ eteğindeki köyde veya kasabada doğup büyüyen veya yaşayan herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm, Muhit Kitap tarafından yayımlanan Benim Dağlarım'da Dursun Çiçek, başta Erciyes olmak üzere İç Anadolu bölgesini çevreleyen dağları, çiçekleri, yaylaları, insanları, efsaneleri, türbeleri ve özellikleriyle anlatır. Dağa tırmanmayı, orada gecelemeyi ve yürümeyi seven Dursun Çiçek, yolculuğunu hatıralarıyla, türkülerle ve efsanelerle süsleyerek bizimle paylaşıyor.

Dursun Çiçek'in kitabında sadece dağlar anlatılmıyor, dağlarla birlikte dağ gibi olanlar, dağlananlar da anlatılıyor. Dağ ile insan olmak arasında kurulan benzerliği bize apaçık şekilde gösteriyor.

Dursun Çiçek'in bir solukta okunan kitabının, Ali Dağı'nı anlattığı bölümde Evliya Çelebi'nin Cahiliye döneminin şairlerinden İmrü'l-Kays'ın mezarının burada olduğunu söyler ve ilâve eder:

"Kayseri ismini Kayzer'e gönderen muhayyile, Kays'a niye göndermez ki? Neden Kayzer'in şehri der de Kays'ın şehri demez ki?"

Her dağda Hira ve Nur'u gören Dursun Çiçek'in, Kayseri'nin Kays'tan gelmesini istemesine küçük bir itirazda bulunacağım.

İmru'l-Kays kim?

Kayseri yakınlarında Ali Dağı'nda ölen ve defnedilen İmru'l-Kays, Muallak?t şairlerinden bahseden kaynaklarda ilk sırada yer alır. Milâdî VI. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı kabul edilen İmru'l-Kays b. Hucr, bir kralın oğludur ve kaynaklar, onu, başına buyruk, söz dinlemeyen, asi ruhlu biri olarak tarif eder. O kadar laf dinlemez bir çocuktur ki babası, onu öldürmesi için adam tutar. Aynı zamanda iyi bir savaşçı olan İmru'l-Kays, babasının intikamını almak için Esedoğulları ile yaptığı savaşta, yardım talep etmek üzere kabile kabile, ülke ülke dolaşması ve serserice bir hayat yaşaması sebebiyle "sapkın veya şaşkın kral" lakabı takılır.

Babasını öldüren Esedoğullarından intikam almak için yemin eder. Yemini Esedoğullarından bir kişi kalmayana kadar savaşmaktır. Esedoğulları, antlaşmak isteseler de onlarla savaşıp yense de yeminini yerine getirmek için durmaz.

Aradığı desteği Arap yarımadasında bulamayınca İstanbul'a gider. Dönüşünde, Ankara'yı geçtikten sonra bugün tam olarak bilmediğimiz ancak tahmin edilen Kayseri yakınlarında bir dağda ölür. Ölüm sebebi ise yine bir rivâyete göre, Rum kayserinin hediye ettiği zehirli gömlektir. Yağmacı, merhamet duygusundan mahrum ve intikam ateşinin gözünü bürüdüğü İmru'l-Kays'ın hırsından çekinen Kayser'in başına belâ olmasından çekindiği bu gözü kara savaşçıyı öldürmek istediği söylenilir.

Hz. Peygamber, kadınlara ve içkiye düşkünlüğü ile de bilinen İmrü'l-Kays'ın şiirlerini sevmez ve dinlemezdi. Şiirlerinde, fuhuş ve zinâyı ballandırarak anlatan bu şair için peygamberimiz "Cehenneme giden şairlerin bayraktarlarındandır.¨ diyerek hakkında ne düşündüğünü açıkça söyler.

Cehenneme giden şair

İmrü'l-Kays için anlatılan bir başka rivâyet daha var.

Cuheyne'den bir topluluk, Hz. Peygamber'i ziyarete gelir. Hz. Peygamber, onlara yolculuklarının nasıl geçtiğini sorar. Onlar da "İmru'l-Kays olmasaydı ölüyorduk" diye cevap verir. Hz. Peygamber bunun nasıl olduğunu sorunca da anlatırlar:

- Biz sana gelmek için yola çıktık. Çok susadık, su bulamadık. Bu sırada yolda dişi bir deve üzerinde giden bir adam gördük. Arkadaşlarımızdan biri İmrü'l-Kays'ın dişi bir deve ile ilgili bir beytini hatırladı. İmru'l-Kays'ın bu şiirinin sonraki beyti orada bir su kuyusunu tarif etmekteydi. Böylece o kuyuyu bulduk ve hayatımız kurtuldu.

dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şunları söyler:

- Eğer İmru'l-Kays benim zamanıma erişseydi benden faydalanırdı. Ben şimdi ona bakıyorum da benzi sarı, koltuğu beyaz, bilekleri ince, elinde şairlerin bayrağı ateşin içine doğru gidiyor.

Kayseri ismi

Roma zamanında Caesarea, İslâm fethinden ve Türkler'in idaresine girdikten sonra da Kaysâriye, Kayseriye imlâsıyla ve nihayet Cumhuriyet döneminde Kayseri şeklinde yazılan Kayseri, bırakalım Kayserlerden gelsin.

Kays bu topraklara ve kültüre ait bir figür değil. Kaldı ki Dursun Çiçek'in kitabında sıkça dile getirdiği üzere, Nur ve Hira dağından özlem ve sitayişle bahsetmesi ile de uyuşmuyor.

Dursun Çiçek üstâdımız, muhtemelen bir sultan adı olacağına bir şair adı olmasını tercih etmek ister. Ben de bir sultan olacağına bir şair olmasını tercih ederim. Ancak o şair, bu şâir değil.




Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Muhtasar Tercümesi (Kudûrî-i Şerif Tercemesi)

Müctehid bir Hanefî âlimi olan Kudurî’nin (ö. 1037) bu eseri düzenli sistematiği, zengin muhtevası ve sade üslûbuyla Hanefî fıkıh tarihinde hem ders kitabı hem temel başvuru kaynağı olarak şöhret kazanmıştır.

Niçin yazıldı: Bir rivayete göre Abbâsî Halifesi Kādir-Billâh -muhtemelen Şiî Fâtımîler ve Büveyhîler’in karşısında Sünnîliği hâkim kılma çabası içinde- dört mezhebin otoritelerinden birer muhtasar fıkıh eseri hazırlamalarını istedi. Bu maksada hizmet için devrin Hanefîler’inin temsilcisi olarak seçilmesinden iktidar sahipleri nazarında büyük saygınlığa eriştiği anlaşılan Kudûrî, mezhebin temel metinlerinden biri sayılan el-Muḫtaṣar’ını hazırlayıp takdim etti

Filistin hakkında ne biliyoruz?

Filistin sözlüğünü neden hazırladınız?
Siyasi kavramlar ve olaylar sözlüğü
Filistin davasının aktörlerinin biyografileri
Filistin denilince ne anlamalıyız?
Gazze gündemde. Batı Şeria diye bir yer kaldı mı Filistin’de?
İsrail anladığımız kadarı ile Gazze’yi Gazzelilerden temizleyip bir tatil beldesi yapmak istiyor. Muhtemelen yerleşimcileri yerleştirecekler ve oteller inşa edecekler. İsrail’i daha doğrusu ABD’yi bu karardan vaz geçirmek mümkün mü?
Dünyada İsrail düşmanlığı artıyor. Bunun İsrail üzerinde bir etkisi olur mu?
SUMUD filosu gündemde. Tam olarak nedir?
Avrupa hükümetleri seslerini çıkarmaz iken halk tepki gösteriyor. Yöneticiler daha ne kadar sessiz kalabilir?
İspanya açıktan tepki gösteren tek Avrupa ülkesi gibi duruyor. Bu konuda İspanya’yı diğerlerinden ayıran faktörler nelerdir?
Katar saldırısı Gazze’yi nasıl etkiler?
Çin ve Rusya bu konuda neden yeterince aktif değiller?
Hamas iki yıldan beri dayanıyor. Daha ne kadar dayanabilir?
İsrail içinde durumlar nasıl? Bu savaşın İsrail’e bir maliyeti yok mu?
Bundan sonra neler olması bekleniyor?

ismailgulec.net