Özgeçmiş
...
Diğer türbelerde olduğu gibi bu türbenin de sokağa bakan penceresinin demir parmaklığına adak amacıyla yeşil çaput parçaları bağlanır ve mum yakılırmış. Çünkü burada yatan Kurt Baba sıradan bir asker değilmiş ve olağanüstü hallerine şahit olunmuş. Bir tanesini sizlerle paylaşayım.
Türbenin yakınında bir kebapçı varmış. Bu kebapçı isteyen müşterilerine içki verirmiş. Kurt Baba birkaç kez kebapçının rüyasına girmiş ama kebapçı rüya diyerek pek dikkate almamış. Müşterilerine içki servisine devam eden kebapçı ertesi sabah dükkanı açtığında tüm tabakların ve bardakların kırıldığını görünce ve bu birkaç gün tekrar edince rüyasında gördüğü Kurt Dede’nin mübarek bir zat olduğuna inanmış ve içki servisini bırakmış.
Osmanlılar döneminde türbe maaşlı türbedarlar tarafından korunurken İngiliz yönetimi altında 1911 yılında türbedarların maaşları kesilmiş. Uzun süre bakımsız ve toz toprak içinde kaldıktan sonra Kıbrıs Evkaf’ı tarafından tamir edilmiş. Son yıllardaki Lefkoşa’daki türbelerin tamir edilme çalışmaları kapsamında Kurt Baba türbesi de yenilenmiş, ve bugün rahat bir şekilde ziyaret ediliyor, tabi şanslı olup açık bulursanız. Tabii restorasyondan sonra ahşap sanduka ile örtülen mezarlar orijinalliklerini yitirmiş maalesef.
Lefkoşa’nın gizli kahramanlarından ve sakinlerinden biri olan Kurt Baba ve müritleri sessiz ve garip ve bir şekilde kendileri için Fatihalar okuyacak ziyaretçilerini bekliyorlar. Kapısı kilitli, pencereleri kapalı olsa da pencerenin önünde durup bir Fatiha okumadan önünden geçmeyin.
...
Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.
Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.
Youtube videolarını izleyebileceğiniz, A'mâk-ı Hayal Sohbetleri, Kültürümüzde Şiir ve Mûsikî (TRT Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav TV) ve Mürekkep Damlaları (Vav Radyo)'ni dinleyebileceğiniz sayfadır.
Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...
Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.
Cudi Dağı ve Cizre'nin Kültür ve Tarihimizdeki Önemi
04:00 "Cudi- Nuh'un Gemisinin İzinde" Romanının Yazılış Serüveni
06:30 "Şeyh ve Kilise" Kitabının Yazılış Serüveni
16:00 Cudi Dağı İle İskender Paşa Camii Arasında Nasıl Bir Bağlantı Vardır?
17:30 Cizreli Şeyh Seyda Hazretleri Kimdir?
20:15 Diyarbakır Ulu Camii ve Cizre Ulu Camii'nin Ortak Yönleri
23:15 Cizre'deki Kırmızı Medrese'nin Önemi Nedir?
32:00 Cizre'deki Şikeft-i Cüz Mağarası'nın Manevi Önemi
34:30 Cizre'deki Cebrail Kapısı'nın Tarihi Önemi
36:30 Sefine Festivali, Kültürel ve Dini Açıdan Ne İfade Eder?
43:00 "Cudi Dağı, Hz. Nuh'un ve Ümmetinin Sığınağıdır"
45:30 Hz. Nuh'un Gemisini Arayan Gencin Hikayesi
Cevdet Paşa’nın ahir ömründe yazdığı bu kitabın tam adı: Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçen peygamberlerin kıssalarından, İslâm dininin ortaya çıkışı, Hz. Peygamber’in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn ile Emevî, Abbâsî halifelerinden, diğer Türk-İslâm devletlerinden ve Osmanlı tarihinin 1439 yılına kadar olan ilk devirlerinden bahseder. Bir nevi İslam tarihi de denilebilir.
Tanpınar’ın onun için söylediği şu sözler çok önemli: Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya'da ve bilhassa da bu kitabın Peygamber'in hayatına ait olan kısmında nesrin kemal noktasına varmıştır. Türkçe'de Mevlid'den başka hiçbir kitap, bu kadar herkesin dilini konuşuyor hissini bırakmamaktadır.