Özgeçmiş
...
Selanik’in 60 km güneybatısında yer alan Karaferye’de bugün ayakta kalan ve müzeye çevrilen Medrese cami olarak bilinen Eminzade Hacı Ahmed Camii ile harabe halindeki alaca minareli Orta cami olarak bilinen Çelebi Sinan Bey Cami dışında sadece Sinan Bey Türbesi denilen bir yeri görebildik. İki kubbeli Tuzcu Sinan Bey hamamı da varmış ama biz onu göremedik, doğrusu türbe ve tekke peşinde olduğumuz için de ısrarla aramadık.
Karaferye’ye damgasını vuran Sinan Bey. Yaptırdığı cami, hamam, medrese ve tekkeler ile Karaferye’yi süslemiş adeta. Belki de yaptıklarının yüzü suyu hürmetine ayakta kalan tek kalan türbe ona ait. Bir zamanlar merkezde ve civar köylerinde Hasan Baba, Sinan Bey Sultan, Kemal Ata, Durbali Baba, Abdüssamet Sultan, Seyit Sultan gibi türbeler de varmış ama hiçbirini bulamadık ve sorduğumuz insanlar bilmiyorlardı.
Sinan Bey türbesi dedikleri ama benim çok emin olamadığım türbe cadde üzerinde, üç tarafı apartmanlarla çevrili, içinde haç ve mumların olduğu biriketten örülü, üzeri yöresel kiremitle örülü, kubbesiz küçük bir yapı. Girişi yola bakmayan yönünden. Apartmanla arasında da park var zaten. Gelip geçenlerin mum yakıp istavroz çıkardıkları bir yer olmuş.
Şehirde Osmanlılardan kalan ve hâlâ muhafaza edilmekte olan tek kısım kale kalıntılarının hemen altındaki mahallede bulunan yahudi evlerinin olduğu site. Bir avluya bakan tek katlı evlerin olduğu bu küçük mahalleye Türkler “Yahuthane” derlermiş zamanında. Restore edildikten sonra gayet iyi durumda olan sitede evler ve sinegog duruyor ve yaşam devam ediyor. Ama bir zamanlar zencilerin de mahallesi varmış, onu göremedik ve nerede olduğunu da öğrenemedik.
Karaferye’de bizi karşılayan hoş süpriz Osmanlı döneminden kalma Türk evleri oldu. Kale kalıntılarının altındaki sokaklarda, tespih taneleri gibi dizilmiş ahşap evleri görünce tanıdık birini görmenin vermiş olduğu duygu kapladı her yanımı. Geniş saçakları, yüksek duvarlı avlusu, kemerli girişleri ve görkemli ahşap kapıları, şahnişinli odaları ve hepsi aynı büyüklükte açılmış göze benzer pencereleri ile gözlerimizi aydınlattı. Bir kısmı bakımsız ve harap halde olmasına rağmen görkeminden bir şey kaybetmemişti.
Karaferye’ye girdiğinizde ilk bakışta betonarme evlerle dolu sıradan bir şehir görebilirsiniz. Ama özellikle Medrese Cami ile sur dibine doğru uzana sokakları gezerseniz tanıdık birilerine rastlarsınız ve bu da sizi çok mutlu edecektir. Nerden mi biliyorum sizi mutlu edeceğiniz. Bizi etti de ondan.
...
Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.
Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.
Youtube videolarını izleyebileceğiniz, A'mâk-ı Hayal Sohbetleri, Kültürümüzde Şiir ve Mûsikî (TRT Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav Radyo), Enderun Sohbetleri (Vav TV) ve Mürekkep Damlaları (Vav Radyo)'ni dinleyebileceğiniz sayfadır.
Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...
Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.
02:00 Türk Musikisi Nereye Gidiyor?
06:15 Yüzünü Kaybeden Musiki
13:00 Klasik Türk Musikisi'nin Tarih Boyunca Geçirdiği Değişim ve Dönüşümler
14:00 Notasız Bir Musiki Asırlar Boyunca Nasıl Devam Edebilir?
16:00 Klasik Meşk Usulü Nasıl İcra Ediliyordu?
20:30 Notasız Bir Musiki Asırlar Boyunca Nasıl Devam Edebilir?
23:30 Ünlü Bestelere ve Bestekarlara Dair Hikayeler
27:30 Türk Musikisinde Yeni Bir Makam Bulmak Mümkün mü?
35:00 Türk Musikisi Nereye Gidiyor?
40:30 Klasik Türk Musiki Tarihinden Bestekarlara Dair Hikayeler
Neşet Ertaş'ın Yaşamı Boyunca Sırtını Yasladığı "Gönül Dağı"
"İsim Sorunu, Bir Cisim Sorunudur"
Sazını Ve Sözünü Kendine Yoldaş Edinen Neşet Ertaş'ın Dünyası
Türküleriyle Anadolu'nun Hüzünlü Ve Neşeli Sesini Dünyaya Duyuran: Neşet Ertaş
Osmanlı Batılaşması Musikiyi Nasıl Etkiledi?
Neşet Ertaş'ın Gönlünde Neler Saklıdır?
"Neşet Ertaş, Hikmet Ehli Bir Şahsiyettir"
"Musiki, Şükrün İfadesidir"
"Zahide" Türküsünün Hikayesi
Bir Çilenin Terennümü: Neşet Ertaş'ın Gurbet Türküleri