"Mesnevî'nin Ruhu"nu Yayına Hazırlayan Dr. İsmail Güleç ile...


Son zamanlarda Mevlana ve Mesnevî çalışmalarında görece bir artış gözükmekte. Batıda da bu yönde uyanmış bir merak gözlerden kaçmıyor. Bu çalışmaların seyrini, bir Mesnevî araştırmacısı da olarak siz nasıl karşılıyorsunuz?

Her şeyden önce bu tip çalışmaları olumlu bulduğumu belirtmeliyim. Bu tip çalışmaları kabaca ikiye ayırabiliriz. Üniversitelerimizin ilgili bölümlerinde yaptırılan akademik çalışmalar ve dışarıdan araştırmacıların ve konu hakkında özel ilgisi olanların çalışmaları. Bu çalışmalar birbirini destekler mahiyette olmalı, bir birine karşıt ve eleştirel olmadığı sürece sorun yok. Çünkü ikisinin de amacı farklı. Çalışmaların artmasının nedenlerinden biri de dünyanın içinde bulunduğu durum. Mevlana'nın hoşgörü ve barış üzerine söyledikleri savaşlardan ve kaostan mustarip günümüz toplumuna ilaç gibi geliyor. Bu yönüyle de Mevlana sadece Mevlevîlerin değil tüm insanlığın ortak değeri olmaya başladı.


İsmail Hakkı Bursevî'nin şerhini diğerlerinden ayıran başlıca özellikler nelerdir? Bir de bir sıralama yapmak istesek -eğer böyle bir şey doğru olursa- bu şerh Mesnevî şerhleri içinde ilk kaça girer?

 

Her şeyden önce şunu belirteyim, İsmail Hakkı Bursevî Mesnevî'nin tamamını şerh etmedi. Sadece birinci cildin ilk yedi yüz kırk sekiz beytini şerh etti. Dolayısıyla diğer şerhlerle mukayese etmek doğru olmaz. İsmail Hakkı Bursevî'nin şerhi daha çok tevhid nokta-ı nazarından yazıldığını düşündüğümüzde genel tasavvuf felsefesi dairesi içinde değerlendirilebilir. Bu açıdan bakıldığında Bursevî'de Mevlana bir Mevlevî değil, bir âşık-ı billah ve ehl-i tevhid bir mutasavvıftır. Mesnevî şerhleri arasında bir sıralama yapmanın doğru olmadığını, her şerhin kendine göre bir farklılığı olduğunu, sıralamanın okuyucuların eserden beklentilerine göre değişebileceğini belirterek sorunuzu cevaplamış olayım.


Yazar eserine neden Rûhu'l-Mesnevî (Mesnevî'nin Ruhu) gibi iddialı bir isim koymuş? Gerçekten bu eserin Mesnevî'nin ruhu olma özelliği var mı?

Aslında bu isim iddialı bir isim değil. Eskilerin âdetleri böyle. Bugün bize iddialı gibi geliyor. Eserin adı tam da Mevlana'nın Mesnevî'sine verdiği isimle yakından ilgili. Nasıl Mevlana eserine "Mağz-ı Kur'an", yani "Kur'nın Özü" adını veriyorsa, Bursevî'de eserine Mesnevî'nin ruhu, özü anlamına gelebilecek isimler verebiliyor. Bunun kendine göre sebepleri var. Bunu da eserinde belirtiyor. Bununla beraber eserin adının bu açıklamanın paralelinde bir iddiasının olduğu da düşünülebilir.


Bu kitap Mevlana ve İsmail Hakkı Bursevî gibi, ilim ve düşünce geleneğimizin iki yıldızını buluşturan eserlerden biri. Bu yönüyle bu kitabı bizler heyecan verici bir keşif gibi karşılıyoruz. Şöyle bir şeyi merak ediyoruz: Eserde Mevlana mı yoksa Bursevî mi baskın?

Bursevî'nin bu eseri bilinmeyen veya ilk defa bulunan bir eser değil. Dolayısıyla heyecan verici bir keşif gibi karşılama yerine, yayınlanmasıyla daha çok kimsenin eline ulaşabilecek sahasında önemli bir eser gibi değerlendirmek daha doğru olur kanaatindeyim. Sorunuza gelince bu eserde ne Bursevî baskın ne de Mevlana. Bu eserde tevhid felsefesi baskın. Zaten bu açıdan bakıldığında da şahısların bir önemi olmaz. Tevhid olan yerde sen ben, Bursevî Mevlana kalmaz. Tek şey kalır. Okumanın zevkine kendimizi kaptırırsak bu tip karşılaştırmaların olmadığını görürüz. Bunun dışında bir araştırmacı olarak eseri okuduğumuzda şerh olduğu için şârihin daha çok ortaya çıkmasının tabii olduğu görülür. Bu da şerhin tabiatı gereğidir.20:07:54

 





Bu yazıyı, Facebook'ta paylaşayım...

Bu yazıyı, Twitter'da paylaşayım...

Bu yazıyı, LinkedIn'de paylaşayım...

Bölümler

Yazılarım

Yazılarımı okuyabileceğiniz sayfadır.

Kitaplarım

Kitaplarımı görebileceğiniz sayfadır.

Basında

Basındaki haberleri görebileceğiniz sayfadır...

Etkinlikler/Takvim

Tüm etkinlik, toplantı ve konuşmalarımın haberini takip edebileceğiniz sayfadır.

Videolar

Muhtasar Tercümesi (Kudûrî-i Şerif Tercemesi)

Müctehid bir Hanefî âlimi olan Kudurî’nin (ö. 1037) bu eseri düzenli sistematiği, zengin muhtevası ve sade üslûbuyla Hanefî fıkıh tarihinde hem ders kitabı hem temel başvuru kaynağı olarak şöhret kazanmıştır.

Niçin yazıldı: Bir rivayete göre Abbâsî Halifesi Kādir-Billâh -muhtemelen Şiî Fâtımîler ve Büveyhîler’in karşısında Sünnîliği hâkim kılma çabası içinde- dört mezhebin otoritelerinden birer muhtasar fıkıh eseri hazırlamalarını istedi. Bu maksada hizmet için devrin Hanefîler’inin temsilcisi olarak seçilmesinden iktidar sahipleri nazarında büyük saygınlığa eriştiği anlaşılan Kudûrî, mezhebin temel metinlerinden biri sayılan el-Muḫtaṣar’ını hazırlayıp takdim etti

Filistin hakkında ne biliyoruz?

Filistin sözlüğünü neden hazırladınız?
Siyasi kavramlar ve olaylar sözlüğü
Filistin davasının aktörlerinin biyografileri
Filistin denilince ne anlamalıyız?
Gazze gündemde. Batı Şeria diye bir yer kaldı mı Filistin’de?
İsrail anladığımız kadarı ile Gazze’yi Gazzelilerden temizleyip bir tatil beldesi yapmak istiyor. Muhtemelen yerleşimcileri yerleştirecekler ve oteller inşa edecekler. İsrail’i daha doğrusu ABD’yi bu karardan vaz geçirmek mümkün mü?
Dünyada İsrail düşmanlığı artıyor. Bunun İsrail üzerinde bir etkisi olur mu?
SUMUD filosu gündemde. Tam olarak nedir?
Avrupa hükümetleri seslerini çıkarmaz iken halk tepki gösteriyor. Yöneticiler daha ne kadar sessiz kalabilir?
İspanya açıktan tepki gösteren tek Avrupa ülkesi gibi duruyor. Bu konuda İspanya’yı diğerlerinden ayıran faktörler nelerdir?
Katar saldırısı Gazze’yi nasıl etkiler?
Çin ve Rusya bu konuda neden yeterince aktif değiller?
Hamas iki yıldan beri dayanıyor. Daha ne kadar dayanabilir?
İsrail içinde durumlar nasıl? Bu savaşın İsrail’e bir maliyeti yok mu?
Bundan sonra neler olması bekleniyor?

ismailgulec.net